Köylüleri neden öldürmeliyiz ?

Raison Detre

Altın Üye
Katılım
27 Haz 2020
Mesajlar
3,396
Tepki puanı
1,147
Puanları
113
Konum
beriler
Cinsiyet
Erkek
1994 Milliyet köşesinde yayınlanmış şükrü erbaş şiiri. Aslında şiir düz okunduğunda hadi canım denecek kadar absürt, ancak şiir öyle düz bir şiir değil, ona göre okumak gerekir.

Dönemin cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'de şiir hakkında söylediklerde bunun altını çizmiş, önce onu okuyalım sonra şiir.

"köşenizde yayımlanan ve köylülüğü konu alan şükrü erbaş'a ait şiiri okudum. köylülüğü ağır şartlar çerçevesinde sunan söz konusu şiirin çok katmanlı bir yapıya sahip olduğu görülüyor. şiirin, köylüleri eleştirir görünürken aslında ironik bir üslupla, bizzat şartlar içerisinde değerlendiremediği köylülüğü, ona tepeden bakarak uygarlık yolunda yük gibi gören yanlış anlayışı eleştirdiği kanaatindeyim. bununla birlikte, gerektirdiği gibi derin bir anlayışla okunmayıp, sadece düz anlamı itibariyle dikkate alındığında köylümüzü zem eden bir metin olarak yorumlanabilecek ve birtakım yanlış anlayışlara yol açabilecek niteliktedir."


köylüleri niçin öldürmeliyiz ?
çünkü onlar ağırkanlı adamlardır.
değişen bir dünyaya karşı
kerpiç duvarlar gibi katı
çakır dikenleri gibi susuz
kayıtsızca direnerek yaşarlar.
aptal, kaba ve kurnazdırlar.
inanarak ve kolayca yalan söylerler.
paraları olsa da
yoksul görünmek gibi bir hünerleri vardır.
herşeyi hafife alır ve herkese söverler.
yağmuru, rüzgarı ve güneşi
birgün olsun ekinleri akıllarına gelmeden
düşünemezler...
ve birbirlerinin sınırlarını sürerek
topraklarını
büyütmeye çalışırlar.

köylüleri niçin öldürmeliyiz?
çünkü onlar karılarını döverler
seslerinin tonu yumuşak değildir
dışarıda ezildikçe içeride zulüm kesilirler.
gazete okumaz ve haksızlığa
ancak kendileri uğrarsa karşı çıkarlar.
karşılığı olmadan kimseye yardım etmezler.
adım başı pınar olsa da köylerinde
temiz giyinmez ve her zaman
bir karış sakalla gezerler.
çocuklarını iyi yetiştirmezler
evlerinde kitap, müzik ve resim yoktur.
birgün olsun dişlerini fırçalamaz
ve şapkalarını ancak yatarken çıkarırlar.

köylüleri niçin öldürmeliyiz?
çünkü onlar yanlış partilere oy verirler
kendilerinden olanlarla alay edip
tuhaf bir şekilde başkalarına inanırlar.
devlet; tapu dairesi, banka borcu ve hastanedir
devletten korkar ve en çok ona hile yaparlar.
yiğittirler askerde subay dövecek kadar
ama bir memur karşısında -bu da tuhaftır-
ezim ezim ezilirler.
enflasyon denince buğday ve gübre fiyatlarını bilirler.
onbir ay gökyüzünden bereket beklerler,
dindardırlar ahret korkusu içinde
ama bir kadının topuklarından
memelerini görecek kadar bıçkındırlar
harmanı kaldırdıktan sonra yılda bir kez
şehre giderler!...

köylüleri niçin öldürmeliyiz?
çünkü onlar köpekleri boğuşunca kavga ederler
birbirlerinin evlerine ancak
ölümlerde ve düğünlerde giderler.
şarkı söylemekten ve kederlenmekten utanırlar
gülmek ayıp eğlenmek zayıflıktır
ancak rakı içtiklerinde duygulanır ve ağlarlar.
binlerce yılın kabuğu altında
yürekleri bir gaz lambası kadar kalmıştır.
aldanmak korkusu içinde
sürekli birbirlerini aldatırlar.
bir yere birlikte gitmeleri gerekirse
karılarından en az on adım önde yürürler
ve bir erkeklik işareti olarak
onları herkesin ortasında azarlarlar.

köylüleri niçin öldürmeliyiz?
çünkü onlar otobüslerde ayakkabılarını çıkarırlar
ayak ve ağız kokuları içinde kurulup koltuklara
herkesi bunalta bunalta, yüksek perdeden
kızlarının talihsizliğini ve hayırsız oğullarını anlatır,
yoksulluktan kıvrandıkları halde, şükür içinde
bunun, tanrının bir lütfu olduğuna inanırlar.
ve önemsiz bir şeyden söz eder gibi, her fırsatta
gizli bir övünçle, uzak şehirdeki
zengin akrabalarından sözederler.
kibardırlar lokantada yemek yemeyi bilecek kadar
ama sokağa çıkar çıkmaz hünküre hünküre
yollara tükürürler...
ve sonra şaşarak temizliğine ve düzenine
şehirde yaşamanın iyiliğinden konuşurlar.

köylüleri niçin öldürmeliyiz?
çünkü onlar ilk akışamdan uyurlar.
yarı gecelerde yıldızlara bakarak
başka dünyaları düşünmek gibi tutkuları yoktur.
gökyüzünü, baharda yağmur yağarsa
ve yaz güneşlerini, ekinlerini yeşertirse severler.
hayal güçleri kıttır ve hiçbir yeniliğe
-bu, verimi yüksek bir tohum bile olsa-
sonuçlarını görmeden inanmazlar.
dünyanın gelişimine katkıları yoktur.
mülk düşkünüdürler amansız derecede
bir ülkenin geleceği
küçücük topraklarının ipoteği altındadır
ve bir kaya parçası gibi dururlar su geçirmeden,
zamanın derin ırmakları önünde...

köylüleri söyleyin nasıl
nasıl kurtaralim?
 

dinamickaygısız

Platin Üye
Katılım
18 Şub 2021
Mesajlar
7,029
Çözümler
1
Tepki puanı
971
Puanları
113
Konum
Türkiye
Cinsiyet
Erkek
Git sen verimli topraklarımızı canlandır dötün yiyorsa :honk:

Artık yeni teknoloji üretip gıda ithal edersin :honk:

Artık üretmiyor zaten akıllandı :honk:
 

Vera

Gümüş Üye
Katılım
26 Kas 2023
Mesajlar
2,423
Tepki puanı
741
Puanları
113
Konum
Bir varmış, bir yokmuş.
Cinsiyet
Kadın
Taşları güzel güzel yerleştirmiş olması gerekenlere. Yalnız birşey fark ettim hiçbir imkanı olmayan insan bile şu satırlara bakarak bile kendini nasıl geliştirir.
 

Süreyya

Spákona
Platin Üye
Katılım
22 Mar 2020
Mesajlar
5,587
Tepki puanı
1,925
Puanları
113
Konum
Aorist
Cinsiyet
Kadın
Bu siir üstünde cok durdum bir zamanlar.
Aksine demirelin dedigi gibi ironik de degil.
Köylüyü antipatik sevimsiz hale getirmenin nedeni aslinda, köy habitatini anlamamaktan geciyor.
Evli evine, köylü köyüne diye bir deyim var.
Her yasam alani kendine öz birakilip, asimile edilmemeye calisilmali ve bir seyler dayatilmamali.
Köylüyü hor görüp, yaptigi isin önemsiz oldugunu vurgulayarak, cok berbat bir sürecin icine sürüklendi Türkiye.Etkisini görüyoruz su an.
"Burjuva" cocuklari köylülerin yaninda ne gibi bir isi olabilir gibi, köylülerin de sehirliler arasinda ne isi olabilir?
KÖylüyü sehirlere göc etmeye zorlanmalari, (bunun nedeni de aslinda köylüyü begenmeyen beyaz türk anlayisi ve köylünün böylelikle kendi özgüvenini kayipetmesi, sehirlerde belki "daha iyi yasam standartlari" hayali)sehirlerin demografik ve urbanik yapisini alt üst ettigi gibj, sosyal ve kültürel bir carpismaya da neden olmustur.
Tamam cahil olabilir.Ama kime göre cahil?
Temel ihtiyacimiz olan bugday,et süt ürünleri gibi mamullerin var edilebilmesine,belirli bir bilgi ve birikim gerekmez mi?
Köy enstitülerin kapatilmasina yag süren ve kapitalist bir eser oldugunu da eklemeliyim.
 

Raison Detre

Altın Üye
Katılım
27 Haz 2020
Mesajlar
3,396
Tepki puanı
1,147
Puanları
113
Konum
beriler
Cinsiyet
Erkek
Bu siir üstünde cok durdum bir zamanlar.
Aksine demirelin dedigi gibi ironik de degil.
Köylüyü antipatik sevimsiz hale getirmenin nedeni aslinda, köy habitatini anlamamaktan geciyor.
Evli evine, köylü köyüne diye bir deyim var.
Her yasam alani kendine öz birakilip, asimile edilmemeye calisilmali ve bir seyler dayatilmamali.
Köylüyü hor görüp, yaptigi isin önemsiz oldugunu vurgulayarak, cok berbat bir sürecin icine sürüklendi Türkiye.Etkisini görüyoruz su an.
"Burjuva" cocuklari köylülerin yaninda ne gibi bir isi olabilir gibi, köylülerin de sehirliler arasinda ne isi olabilir?
KÖylüyü sehirlere göc etmeye zorlanmalari, (bunun nedeni de aslinda köylüyü begenmeyen beyaz türk anlayisi ve köylünün böylelikle kendi özgüvenini kayipetmesi, sehirlerde belki "daha iyi yasam standartlari" hayali)sehirlerin demografik ve urbanik yapisini alt üst ettigi gibj, sosyal ve kültürel bir carpismaya da neden olmustur.
Tamam cahil olabilir.Ama kime göre cahil?
Temel ihtiyacimiz olan bugday,et süt ürünleri gibi mamullerin var edilebilmesine,belirli bir bilgi ve birikim gerekmez mi?
Köy enstitülerin kapatilmasina yag süren ve kapitalist bir eser oldugunu da eklemeliyim.

Kasabalı yorumunu dinledin mi ilber hocanın ? Ona göre Türkiye için en tehlikeli tip köyden kente göçüp, max kasabalı olabilen tiptir. Ne tarla ekmeyi bilir nede ihtisaslı kentliler olabilir, ülkenin toplumsal yapısını temelinden bozan insan grubu bunlardır ve ülkenin %50 sini belki daha fazlasını oluşturuyorlar. Hem eğitimsiz hem iş bilmez dedikleri işte.

Kapitalizmin köyleri nasıl etkilediğini ise biliyoruz, kızın babası tarlada, tırnaklarda oje talipten şehirde ev istiyor, köylü beğenmiyor. Geçenlerde bir araştırmaya rast geldim, Ankara, İstanbul, İzmir vs büyükşehirlerde artık işçi grubunun hayatını idame ettirememesi, artan maliyetler göçe zorluyormuş, İstanbul tarihin en büyük göçlerini vermekteymiş şu aralar, 100K üzeri para kazanamayan insanlar bu şehirlerin en köhne yerlerinde bile hayatını devam ettiremeyecek gibi.
 

Es1967

Altın Üye
Katılım
25 Eyl 2023
Mesajlar
3,362
Tepki puanı
530
Puanları
113
Yaş
33
Konum
Uzaklardan
Cinsiyet
Erkek
Konuyla alakasız ama “köyden indim şehire” filmi çok güzel
 
Üst Alt