- Katılım
- 17 Tem 2023
- Mesajlar
- 11,873
- Çözümler
- 1
- Tepki puanı
- 3,130
- Puanları
- 113
- Konum
- ab inferno
- Cinsiyet
- Kadın
Türkiye'nin Dünya Seviyesinde İlk Cep Telefonu: ASELSAN 1919 (Bir Devrim Arabaları Hikayesi)
Şimdi size yakın tarihimizde yaşanan ve Devrim Arabalarının hikayesine benzer ikinci bir vakayı anlatacağım: ASELSAN 1919 Cep Telefonları... Devrim Arabalarıyla akıbeti aynıdır.
Türkiye'de ilk GSM şebekesi 1993 yılında hizmete açıldı. ASELSAN doğru ve yerinde bir hamle ile ilk yerli telefon için adım attı. Hedef 1997 yılında yerli ve milli telefonumuzu piyasaya sürmekti. Müthiş bir yaklaşımdı. Belki de ilk kez dünya ile yarışacaktık.
Aktif tasarım süresi iki yılı geçen projede otuzun üzerinde tasarımcı doğrudan görev aldı. Ayrıca ASELSAN bünyesi içinde yer alan bütün birimler, proje tasarımına dolaylı destek sağladı. (Yaklaşık 80 Mühendis)
Aselsan'ın üç yıllık çalışması ve 5 milyon dolar harcamayla ortaya çıkan ilk ürün "1919" model telefon Danimarka'da test edildi, İngiltere'den "onay" aldı. Böylece Türkiye, dünyada cep telefonu üreten dokuz ülkeden biri oldu. O günün Türkiyesinde bu muazzam bir işti.
Evet, gerçek anlamda ASELSAN, tüm tasarım, test, üretim, kontrol süreçlerini kendi bünyelerinde gerçekleştirerek 1997 yılında "ASELSAN 1919" modelini üretti. Dünyada telefon devrimi yaşanırken bizler hem yazılımı hem de donanımı tamamen yerli telefon üretmiştik.
İlk yerli telefonumuz "1919" için o dönem hiç beklenmedik bir şey oldu ve 1919 modeli için beklenenin üzerinde bir talep geldi. Yerli ve milli teknolojiye hasret olan milletimiz uygun fiyatından dolayı bu telefonu tercih etmişti.
ASELSAN, stratejik bir hata yaparak 1919 Modelin dağıtımını kendisi üstlenmişti. Ancak yeterli dağıtım ağı sağlanamadığı için pekçok noktada bu telefon bulunamadı ve gelen talebe karşılık verilemedi.
ASELSAN, 1919 modeline ciddi talep gelince hemen kolları sıvadı ve alt yapısı hazır ama daha da geliştirilmiş bir model olan "1920" modelini üretti. Bu kez ilk telefonda yapılan hata yapılmadı ve telefonun dağıtımı o dönem en yaygın dağıtım ağı olan KVK firmasına verildi.
Gel gelelim KVK firmasıyla yapılan bu anlaşma da her ne olduysa bekleneni veremedi. 1920 modelinin dağıtımın da pek çok sorun yaşandı ve telefon piyasada bulunamadı. Reklam ve tanıtım yeterli değildi.
Aslında o dönem piyasadaki dünya devi emsallerine göre daha kaliteli ve daha fazla özelliği olan telefonu üreten ASELSAN'ın telefonları beklenen patlamayı bir türlü yapamamıştı. Tabi bunların yanında "Sayın Ahalimizin" yabancı hayranlığı da eklenince işler iyice sarpa sardı!
Dönemin efsaneleri Ericsson, Nokia, Motorola gibi devlerin karşısında reklam/pazarlama noktasında yetersiz kalan, halka ulaşmakta zorlanan daha da önemlisi Devletin yeterli desteğini alamayan bu telefonlara sanki gizli bir el müdahale ediyor büyümesini engelliyordu.
1997-1998 yıllarında tüm dünyada cep telefonu devrimi yaşanırken biz yerli/milli cep telefonu ürettik ama tarihi bir fırsatı göz göre göre elimizden kaçırdık. Kimbilir belki de o günlerde doğru hamleler yapılmış olsaydı bugün ASELSAN Samsung, LG gibi dev bir firma olabilirdi.
O dönem için şu an birçok kişi, "keşke devlet işe el atsaydı ve yerli telefon kullanma zorunluluğu getirseydi veya bu telefonları sahiplenip reklam/tanıtım/dağıtım hususlarında devletin gücü devreye girseydi" diye düşünmüyor değil. Belki de bugün bambaşka bir Türkiye'yi konuşuyor
Az önce bahsettiğim KVK olayı çok önemlidir aslında, KVK'nın o dönem Aselsan isteyenleri NOKIA cihazlara yönlendirdiği de bilinmektedir.
NOKIA ve ERICSSON'un telefon operatörlerine ve dağıtım şirketlerine yaptığı baskı ve tehditler neticesinde ASELSAN bir şekilde devreden çıkarıldı ve kapitalizmin muazzam ağırlığı altında ezdirildi. Sonrasını siz düşünün.
Bu arada 1919 ve 1920 modelleri ciddi anlamda o dönemdeki dünya markalarının tamamından daha iyidir ve özellik bakımından daha zengindir. Hatta telefonlarda kullanılan piller yine yerli kuruluşumuz olan APİLSAN tarafından üretilmiştir. Dayanıklı ve uzun ömürlüdür.
Aselsan 1920 modelinde telefon İzmir Marşı ile açılıyordu. Telefon zil sesleri arasında "Dokuzuncu Senfoni", "Gençlk Marşı", "Türk Marşı", "Ceylan", "Katibim" ve "Harbiye Marşı" vardı.
Hatta riyavetlere göre o dönem tasarımına başlanan ve isminin "1923" olması beklenen model eğer tamamlanabilmiş olsaydı dünyanın ilk renkli ekran telefonu olacaktı deniliyor.
Birçok kişi birkaç yıl gerçek anlamda yerli olan ASELSAN cep telefonlarını kullandı. Daha sonra ASELSAN yeni bir cihaz üretmediği için ne yazık ki herkes, o dönem cep telefonu piyasasını tekelinde bulunduran NOKIA'ya yöneldi.
Bunlar ASELSAN hakkında bilinen şeyler. Peki ya diğer projeleri? İntihar adı altında katledilen mühendislerimiz. Pek bilinmeyen lazer teknolojilerimiz ve diğerleri...
Bugün geldiğimiz noktada "Onların iPhone'u varsa bizim de ASELSANIMIZ var" diyebilirdik. Çünkü Vestel'in ürettiği telefonların yazılımı yerli değil, donanımı da Çin malı.
Şimdi size yakın tarihimizde yaşanan ve Devrim Arabalarının hikayesine benzer ikinci bir vakayı anlatacağım: ASELSAN 1919 Cep Telefonları... Devrim Arabalarıyla akıbeti aynıdır.
Türkiye'de ilk GSM şebekesi 1993 yılında hizmete açıldı. ASELSAN doğru ve yerinde bir hamle ile ilk yerli telefon için adım attı. Hedef 1997 yılında yerli ve milli telefonumuzu piyasaya sürmekti. Müthiş bir yaklaşımdı. Belki de ilk kez dünya ile yarışacaktık.
Aktif tasarım süresi iki yılı geçen projede otuzun üzerinde tasarımcı doğrudan görev aldı. Ayrıca ASELSAN bünyesi içinde yer alan bütün birimler, proje tasarımına dolaylı destek sağladı. (Yaklaşık 80 Mühendis)
Aselsan'ın üç yıllık çalışması ve 5 milyon dolar harcamayla ortaya çıkan ilk ürün "1919" model telefon Danimarka'da test edildi, İngiltere'den "onay" aldı. Böylece Türkiye, dünyada cep telefonu üreten dokuz ülkeden biri oldu. O günün Türkiyesinde bu muazzam bir işti.
Evet, gerçek anlamda ASELSAN, tüm tasarım, test, üretim, kontrol süreçlerini kendi bünyelerinde gerçekleştirerek 1997 yılında "ASELSAN 1919" modelini üretti. Dünyada telefon devrimi yaşanırken bizler hem yazılımı hem de donanımı tamamen yerli telefon üretmiştik.
İlk yerli telefonumuz "1919" için o dönem hiç beklenmedik bir şey oldu ve 1919 modeli için beklenenin üzerinde bir talep geldi. Yerli ve milli teknolojiye hasret olan milletimiz uygun fiyatından dolayı bu telefonu tercih etmişti.
ASELSAN, stratejik bir hata yaparak 1919 Modelin dağıtımını kendisi üstlenmişti. Ancak yeterli dağıtım ağı sağlanamadığı için pekçok noktada bu telefon bulunamadı ve gelen talebe karşılık verilemedi.
ASELSAN, 1919 modeline ciddi talep gelince hemen kolları sıvadı ve alt yapısı hazır ama daha da geliştirilmiş bir model olan "1920" modelini üretti. Bu kez ilk telefonda yapılan hata yapılmadı ve telefonun dağıtımı o dönem en yaygın dağıtım ağı olan KVK firmasına verildi.
Gel gelelim KVK firmasıyla yapılan bu anlaşma da her ne olduysa bekleneni veremedi. 1920 modelinin dağıtımın da pek çok sorun yaşandı ve telefon piyasada bulunamadı. Reklam ve tanıtım yeterli değildi.
Aslında o dönem piyasadaki dünya devi emsallerine göre daha kaliteli ve daha fazla özelliği olan telefonu üreten ASELSAN'ın telefonları beklenen patlamayı bir türlü yapamamıştı. Tabi bunların yanında "Sayın Ahalimizin" yabancı hayranlığı da eklenince işler iyice sarpa sardı!
Dönemin efsaneleri Ericsson, Nokia, Motorola gibi devlerin karşısında reklam/pazarlama noktasında yetersiz kalan, halka ulaşmakta zorlanan daha da önemlisi Devletin yeterli desteğini alamayan bu telefonlara sanki gizli bir el müdahale ediyor büyümesini engelliyordu.
1997-1998 yıllarında tüm dünyada cep telefonu devrimi yaşanırken biz yerli/milli cep telefonu ürettik ama tarihi bir fırsatı göz göre göre elimizden kaçırdık. Kimbilir belki de o günlerde doğru hamleler yapılmış olsaydı bugün ASELSAN Samsung, LG gibi dev bir firma olabilirdi.
O dönem için şu an birçok kişi, "keşke devlet işe el atsaydı ve yerli telefon kullanma zorunluluğu getirseydi veya bu telefonları sahiplenip reklam/tanıtım/dağıtım hususlarında devletin gücü devreye girseydi" diye düşünmüyor değil. Belki de bugün bambaşka bir Türkiye'yi konuşuyor
Az önce bahsettiğim KVK olayı çok önemlidir aslında, KVK'nın o dönem Aselsan isteyenleri NOKIA cihazlara yönlendirdiği de bilinmektedir.
NOKIA ve ERICSSON'un telefon operatörlerine ve dağıtım şirketlerine yaptığı baskı ve tehditler neticesinde ASELSAN bir şekilde devreden çıkarıldı ve kapitalizmin muazzam ağırlığı altında ezdirildi. Sonrasını siz düşünün.
Bu arada 1919 ve 1920 modelleri ciddi anlamda o dönemdeki dünya markalarının tamamından daha iyidir ve özellik bakımından daha zengindir. Hatta telefonlarda kullanılan piller yine yerli kuruluşumuz olan APİLSAN tarafından üretilmiştir. Dayanıklı ve uzun ömürlüdür.
Aselsan 1920 modelinde telefon İzmir Marşı ile açılıyordu. Telefon zil sesleri arasında "Dokuzuncu Senfoni", "Gençlk Marşı", "Türk Marşı", "Ceylan", "Katibim" ve "Harbiye Marşı" vardı.
Hatta riyavetlere göre o dönem tasarımına başlanan ve isminin "1923" olması beklenen model eğer tamamlanabilmiş olsaydı dünyanın ilk renkli ekran telefonu olacaktı deniliyor.
Birçok kişi birkaç yıl gerçek anlamda yerli olan ASELSAN cep telefonlarını kullandı. Daha sonra ASELSAN yeni bir cihaz üretmediği için ne yazık ki herkes, o dönem cep telefonu piyasasını tekelinde bulunduran NOKIA'ya yöneldi.
Bunlar ASELSAN hakkında bilinen şeyler. Peki ya diğer projeleri? İntihar adı altında katledilen mühendislerimiz. Pek bilinmeyen lazer teknolojilerimiz ve diğerleri...
Bugün geldiğimiz noktada "Onların iPhone'u varsa bizim de ASELSANIMIZ var" diyebilirdik. Çünkü Vestel'in ürettiği telefonların yazılımı yerli değil, donanımı da Çin malı.