- Katılım
- 17 Tem 2023
- Mesajlar
- 11,643
- Çözümler
- 1
- Tepki puanı
- 3,033
- Puanları
- 113
- Konum
- ab inferno
- Cinsiyet
- Kadın
Topuklu ayakkabıyı kim buldu? Topuklu ayakkabı ne zaman icat edildi? Şimdilerde birbirinden şık modelleriyle kadınların ayağında gördüğümüz topuklu ayakkabıların tarihi bir hayli ilginç.
topuklu ayakkabıyla ilgili birbirinden farklı ve ilginç rivayetler duymuşluğum vardır. ilk akla gelen, erkeğe nazaran daha kısa boylu olan kadının bu boy farkını ayak boyunun elverdiğince azaltmasını sağlamaktır. ikincisi, bu tip ayakkabıların sahip olduğu formun kendisi zaten "dişi"dir. zarafeti, kırılganlığı, seksapeli ve güzelliği vurgular. ayrıca topuklu ayakkabı giymiş bir bacak daha gergin ve ince görünür, ayağın aldığı kavisli şekil, bileği vurgular. son olarak da üzerlerinde durmak vücudu otomatikman ağır, zarif, dik ve özenli olmaya teşvik eder. büyük adımlar, ani hareketler, ritimsiz adımlar ve dengesiz basışları affetmez.
aslında topuklu ayakkabıyı tarihte mısırlı kasaplarının, yerdeki kandan ayaklarını korumak, moğol atlılarının da üzengiyi daha iyi kavrayabilmek için fonksiyonel olarak kullanmaya başladıkları görülmüş. fakat topuklu ayakkabının şıklık amacıyla ilk kullanımı; rivayete göre 16. yüzyılda, floransa sosyetesinin seçkin bir ailesi, bir dük ile evlenecek ufak tefek kızlarının düğün töreninin görkeminin altında kalmasından endişe ederek, bu duruma bir çare bulmak amaçlı bir sürü kişiye danışması ve bugünlere kadar gelmiş bu ayakkabının fikrini leonardo da vincinin atmasıyla başlar. bir süre sonra bu gösterişli ayakkabılar bir statü sembolü haline gelir.
18. yüzyılda modanın öncüsü paris'te tekrar ortaya çıkarak yaygınlaşmaya başlasa da 19. yüzyılda amerika, makinalarla seri üretime geçerek kurduğu ayakkabı fabrikalarında sağlam, rahat ayakkabıları ön plana çıkarır ve paris'in öncülüğünü üstlendiği bu topuklu ayakkabı saltanatını sollar; ta ki 1951 yılına kadar... bu yılda paris tekrar bir karşı atağa geçerek topuklu ayakkabıyı yeniden kadınların gündemine getirmeyi başarır. fransız bir ayakkabı tasarımcısı olan charles jourdan, iğne topuklu “stiletto” ayakkabı stiliyle yepyeni bir çığır açar.
topuklu ayakkabıların, kadının hızını alıp, onu aciz konumuna sokarak geride durmasına sebep olduğuna ilişkin feminist suçlamalara uğradığı olmuştur. çıkış amacının bu olduğuna dair net bir kanıt olmasa da ortopedik kaygılar getirebileceği, rahatsızlık verdiği, hareketleri sınırlayıp ayak ve hatta duruş hatasından dolayı omurilikle ilgili problemlere yol açabileceği riski gerçektir. ama rivayetlerin en ilginci; aslında topuklu ayakkabıların, üzerinde duran kadının bacak kaslarından başlayan gerginliğin vajina bölgesindeki kasları sıkılaştırmaya kadar varan bir düzenek oluşturmasına sebep olduğudur. böylelikle kadının cinsel gücü artacaktır. bu acaba ayakkabının ve topuğun formunun yarattığı bir bilinçaltıyla uydurulmuş bir asparagas mıdır; yoksa doğru mudur da bu ayakkabılar bu kadar çok tutulur; merak edilesidir.
topuklu ayakkabıyla ilgili birbirinden farklı ve ilginç rivayetler duymuşluğum vardır. ilk akla gelen, erkeğe nazaran daha kısa boylu olan kadının bu boy farkını ayak boyunun elverdiğince azaltmasını sağlamaktır. ikincisi, bu tip ayakkabıların sahip olduğu formun kendisi zaten "dişi"dir. zarafeti, kırılganlığı, seksapeli ve güzelliği vurgular. ayrıca topuklu ayakkabı giymiş bir bacak daha gergin ve ince görünür, ayağın aldığı kavisli şekil, bileği vurgular. son olarak da üzerlerinde durmak vücudu otomatikman ağır, zarif, dik ve özenli olmaya teşvik eder. büyük adımlar, ani hareketler, ritimsiz adımlar ve dengesiz basışları affetmez.
aslında topuklu ayakkabıyı tarihte mısırlı kasaplarının, yerdeki kandan ayaklarını korumak, moğol atlılarının da üzengiyi daha iyi kavrayabilmek için fonksiyonel olarak kullanmaya başladıkları görülmüş. fakat topuklu ayakkabının şıklık amacıyla ilk kullanımı; rivayete göre 16. yüzyılda, floransa sosyetesinin seçkin bir ailesi, bir dük ile evlenecek ufak tefek kızlarının düğün töreninin görkeminin altında kalmasından endişe ederek, bu duruma bir çare bulmak amaçlı bir sürü kişiye danışması ve bugünlere kadar gelmiş bu ayakkabının fikrini leonardo da vincinin atmasıyla başlar. bir süre sonra bu gösterişli ayakkabılar bir statü sembolü haline gelir.
18. yüzyılda modanın öncüsü paris'te tekrar ortaya çıkarak yaygınlaşmaya başlasa da 19. yüzyılda amerika, makinalarla seri üretime geçerek kurduğu ayakkabı fabrikalarında sağlam, rahat ayakkabıları ön plana çıkarır ve paris'in öncülüğünü üstlendiği bu topuklu ayakkabı saltanatını sollar; ta ki 1951 yılına kadar... bu yılda paris tekrar bir karşı atağa geçerek topuklu ayakkabıyı yeniden kadınların gündemine getirmeyi başarır. fransız bir ayakkabı tasarımcısı olan charles jourdan, iğne topuklu “stiletto” ayakkabı stiliyle yepyeni bir çığır açar.
topuklu ayakkabıların, kadının hızını alıp, onu aciz konumuna sokarak geride durmasına sebep olduğuna ilişkin feminist suçlamalara uğradığı olmuştur. çıkış amacının bu olduğuna dair net bir kanıt olmasa da ortopedik kaygılar getirebileceği, rahatsızlık verdiği, hareketleri sınırlayıp ayak ve hatta duruş hatasından dolayı omurilikle ilgili problemlere yol açabileceği riski gerçektir. ama rivayetlerin en ilginci; aslında topuklu ayakkabıların, üzerinde duran kadının bacak kaslarından başlayan gerginliğin vajina bölgesindeki kasları sıkılaştırmaya kadar varan bir düzenek oluşturmasına sebep olduğudur. böylelikle kadının cinsel gücü artacaktır. bu acaba ayakkabının ve topuğun formunun yarattığı bir bilinçaltıyla uydurulmuş bir asparagas mıdır; yoksa doğru mudur da bu ayakkabılar bu kadar çok tutulur; merak edilesidir.