“Dispepsi” yani hazımsızlık ve sindirim yakınmaları, çoğu kişinin yaşamını zorlaştıran önemli bir sorun. Bu sorun, karnın üst-orta bölümünde iki kaburga yayı arasında kalan kısımda mideye uyan bölgede meydana geliyor. Yemekle ilişkili olan, sıklıkla tekrar edici özellik taşıyan, bireylerin günlük yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bu hazımsızlık ve rahatsızlık hissi, hastalık adı olmayıp etkilenen kişilerin hissettiği yakınmaya karşılık geliyor.
1) Organik dispepsi: Burada, hastanın şikayetleri altında başta endoskopik tetkik olmak üzere diğer bazı laboratuvar tetkikleri ve görüntüleme yöntemleri ile belirlenebilen organik bir hastalık söz konusudur. (Mide ve/veya oniki parmak bağırsağı ülseri, gastrit, mide kanseri, çeşitli pankreas hastalıkları, safra kesesinde mevcut olan taş ve/veya çamuru, diğer bazı safra yolu hastalıkları vb.)
2) Fonksiyonel dispepsi: Yapılan endoskopik görüntülemelere rağmen hastanın şikayetlerin altında tanımlanabilen gözle görülür bir hastalık bulgusu yoktur. Midede mikroskobik düzeydeki patoloji tarafından raporlanan gastrit veya mide hareketlerinde nedeni bilinmeyen hareket düzensizliklerinin olması fonksiyonel dispepsi kapsamına girer.
*Sigara alkol tüketimini sonlandırmak: 2021 yılında yayımlanan bilimsel bir çalışmada, günde 10 civarında sigara içen bir bireyde mide rahatsızlıklarının yaklaşık 1,5 kat arttığı, 2021 yılında yapılan bir diğer çalışmada ise günlük alkol tüketimi ile mide rahatsızlıklarının yaklaşık 2 kat artış gösterdiği ortaya konuyor.
*Kafeinli ve asitli içecek tüketmemek,
*Yağlı, baharatlı yiyecek ve kızartmalardan kaçınmak,
*Öğünlerde az miktarda, düşük yağlı gıdalar tüketmek gelir.
*Hastaların stres ve/veya depresyonu varsa psikolojik destek almaları hazımsızlıkla ilgili yakınmaların ortadan kaldırılmasında etkili bulunuyor.
*Hazımsızlıkla ilgili yakınmaların tedavisi ve önlenmesinde organik bir neden varsa (organik dispepsi) sağlık kuruluşlarında en kısa zamanda buna yönelik tedavilere başlanması gerekiyor. Fonksiyonel dispeptik yakınmaların yönetiminin de sağlık profesyonellerinin gözetimi ve kontrolünde olması öneriliyor. Ek olarak hastaların yaşam tarzlarını düzenleyip sağlıklı yaşam tarzı değişikliklerine adapte olmaları hekimlerin işlerini kolaylaştırmak açısından çok önemli görülüyor.
Doç. Dr. Alpaslan Tanoğlu
REFLÜ MÜ HAZIMSIZLIK MI?
Sancaktepe Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Eğitim Araştırma Hastanesi Başhekimi ve Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Alpaslan Tanoğlu; “Bu mide rahatsızlığı, şiddet ve sıklığı hastadan hastaya değişmekle birlikte üst karın bölgesinde ağrı, şişkinlik, gerginlik, az miktarda gıda tüketilmesine rağmen dolgunluk, erken doyma, geğirme, iştahsızlık, bulantı bazen de kusma gibi yakınmalardan bir veya birkaçının bir arada bulunması ile karakterizedir. Hastalarda, kaburgalar arası bölgede; yanma, gıda ya da içecek tükettikten sonra gıdaların ağıza doğru geri gelmesi gibi yakınmalar varsa bu durum hazımsızlıktan çok ‘gastoözefageal reflü’ ya da yaygın bilinen adıyla ‘reflü’ olarak kabul edilir”diyor.4 YETİŞKİNDEN BİRİNDE VAR
Mide yakınmaları ve hazımsızlık toplumda her 4 yetişkinden 1’inde görülüyor. Ülkemizde 1. basamak sağlık kuruluşlarına başvuran hastaların yüzde 30’unu, gastroenteroloji polikliniklerine başvuran hastaların ise neredeyse yüzde 50’sini mide yakınmaları olan hastalar oluşturuyor. Bu hastaların yaklaşık yüzde 40-50’sinde yaşam boyu sürebilen ve ara ara tekrarlayan yakınmalar meydana geldiği belirtiliyor.NEDENİ NE?
Hazımsızlık ve mide yakınmalarının nedenleri iki ana başlık altında toplanıyor:1) Organik dispepsi: Burada, hastanın şikayetleri altında başta endoskopik tetkik olmak üzere diğer bazı laboratuvar tetkikleri ve görüntüleme yöntemleri ile belirlenebilen organik bir hastalık söz konusudur. (Mide ve/veya oniki parmak bağırsağı ülseri, gastrit, mide kanseri, çeşitli pankreas hastalıkları, safra kesesinde mevcut olan taş ve/veya çamuru, diğer bazı safra yolu hastalıkları vb.)
2) Fonksiyonel dispepsi: Yapılan endoskopik görüntülemelere rağmen hastanın şikayetlerin altında tanımlanabilen gözle görülür bir hastalık bulgusu yoktur. Midede mikroskobik düzeydeki patoloji tarafından raporlanan gastrit veya mide hareketlerinde nedeni bilinmeyen hareket düzensizliklerinin olması fonksiyonel dispepsi kapsamına girer.
NASIL ÖNLENİR?
Hazımsızlık ve mide yakınmaları bireylerin yeme içme alışkanlıkları ve hayat tarzları ile yakından ilişkili görülüyor. Hazımsızlığın önlenmesi için alınacak diyet önlemleri aşağıdaki şekilde sıralanıyor;*Sigara alkol tüketimini sonlandırmak: 2021 yılında yayımlanan bilimsel bir çalışmada, günde 10 civarında sigara içen bir bireyde mide rahatsızlıklarının yaklaşık 1,5 kat arttığı, 2021 yılında yapılan bir diğer çalışmada ise günlük alkol tüketimi ile mide rahatsızlıklarının yaklaşık 2 kat artış gösterdiği ortaya konuyor.
*Kafeinli ve asitli içecek tüketmemek,
*Yağlı, baharatlı yiyecek ve kızartmalardan kaçınmak,
*Öğünlerde az miktarda, düşük yağlı gıdalar tüketmek gelir.
AĞRI KESİCİ VE ROMATİZMAL İLAÇLARA DİKKAT!
*Hazımsızlık probleminde; aspirin ve mideye yan etki yapabilecek ağrı kesici ve romatizmal ilaçlardan azami ölçüde kaçınmak büyük önem taşıyor.*Hastaların stres ve/veya depresyonu varsa psikolojik destek almaları hazımsızlıkla ilgili yakınmaların ortadan kaldırılmasında etkili bulunuyor.
*Hazımsızlıkla ilgili yakınmaların tedavisi ve önlenmesinde organik bir neden varsa (organik dispepsi) sağlık kuruluşlarında en kısa zamanda buna yönelik tedavilere başlanması gerekiyor. Fonksiyonel dispeptik yakınmaların yönetiminin de sağlık profesyonellerinin gözetimi ve kontrolünde olması öneriliyor. Ek olarak hastaların yaşam tarzlarını düzenleyip sağlıklı yaşam tarzı değişikliklerine adapte olmaları hekimlerin işlerini kolaylaştırmak açısından çok önemli görülüyor.
Doç. Dr. Alpaslan Tanoğlu