19. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan ve Romatizme tepki olarak doğan edebiyat akımıdır. Realizm roman ve hikayede etkili olmuştur.
Realizm Akımının Oluştuğu Ortam
19. yüzyılda deneysel Dilimler son derece gelişmişti. İnsanın hayatını değiştiren birçok teknolojik yenilik ortaya çıkmış, bilim kendini ispatlamıştı.
Auguste Comte'un ortaya attığı Pozitivizm felsefesi de bu dönemde, insanın sadece gördüğüne inanması şeklinde özetlenebilecek bir görüşü savunmuşlardır. Bunun bilim sahasında geçerliliği ispatlanmış ve sosyal bilimlerde de geçerli olacağı savunulmuştur. İşte Pozitivizm'in edebiyata uygulanması Realizmi doğurmuştur.
Realizm Akımının Felsefesi
Realizm, Pozitivizmin bir koşulu olarak gözleme büyük değer vermiştir. İnsanın duygularının onu aldatacağı savunulmuş, görülenin olduğu gibi verilmesinin gerekliliği üzerinde durulmuştur. "Roman dediğin, bir uzun yol üzerinde gezdirilen aynadır." görüşüyle gerçeğe verilen değer anlatılır.
"Tarih yazılı belgelerle meydana getirildiği gibi, bugünkü roman da, romancının kendisinin dinlediği ya da doğrudan derlediği belgelerle meydana getirilir, tarihçiler geçmiş zamanın, romancılar ise şimdiki zamanın hikayecisidir." sözleri realistlerin tüm felsefesini ortaya koyar.
Realizm Akımının Konusu
Realizm'de konu gerçek hayattır. Olağanüstü görülen istisnai olaylara yer verilmez. Okura yaşanmış bir olay ya da yaşanabileceğinden şüphe edilmeyecek bir olay sunulur.
Realizm'de anlatılan kişi, tam anlamıyla insandır. Çevresiyle davranışlarıyla, tutkularıyla en ince ayrıntısına kadar tanıtılan bir insan görülür eserde. Elbette bu insan çevresinin bir ürünü olan, çevresindeki şartlara göre karakter kazanmış biridir.
Realizm Akımının Dili ve Üslubu
Realizm'de, sanatçı eserle okuru başbaşa bırakmak için kendini gizler. Bu yönüyle Klasisizm'e benzer. Olaylan yan tutmayan, nesnel bir bakışla inceler sanatçı.
Eserde biçim kusursuzluğu çok önemlidir. Kılı kırk yaramasına yapılan gözlemin aynı titizlikle anlatılmasına, üslubun açık, sağlam, yapmacıksız, söz oyunlarından uzak olmasına önem verilir.
"Söylenmek istenen şey ne olursa olsun, elbette onu anlatacak tek bir sözcük, canlandıracak tek bir fiil, nitelendirecek tek bir sıfat vardır. İşte yazar bunu buluncaya kadar uğraşacak, yaklaşık olanla yetinmeyecektir." sözleri realistlerin anlayışını ortaya koyar.
Realizm Akımında Kullanılan Edebi Türler ve Temsilcileri
Realizm, bir roman ve hikaye akımıdır. Tiyatro, Romantizm'den sonra artık pek görülmez. Şiir ise realist anlayışla yazılır; ancak adına "Parnas" denir.
Realizm birçok ülkede yaygın bir kullanım bulmuştur. İlk ürünlerini Romantiklerle çağdaş olan Stendhal, Balzac, Merime vermiştir.
Realizm Akımının Oluştuğu Ortam
19. yüzyılda deneysel Dilimler son derece gelişmişti. İnsanın hayatını değiştiren birçok teknolojik yenilik ortaya çıkmış, bilim kendini ispatlamıştı.
Auguste Comte'un ortaya attığı Pozitivizm felsefesi de bu dönemde, insanın sadece gördüğüne inanması şeklinde özetlenebilecek bir görüşü savunmuşlardır. Bunun bilim sahasında geçerliliği ispatlanmış ve sosyal bilimlerde de geçerli olacağı savunulmuştur. İşte Pozitivizm'in edebiyata uygulanması Realizmi doğurmuştur.
Realizm Akımının Felsefesi
Realizm, Pozitivizmin bir koşulu olarak gözleme büyük değer vermiştir. İnsanın duygularının onu aldatacağı savunulmuş, görülenin olduğu gibi verilmesinin gerekliliği üzerinde durulmuştur. "Roman dediğin, bir uzun yol üzerinde gezdirilen aynadır." görüşüyle gerçeğe verilen değer anlatılır.
"Tarih yazılı belgelerle meydana getirildiği gibi, bugünkü roman da, romancının kendisinin dinlediği ya da doğrudan derlediği belgelerle meydana getirilir, tarihçiler geçmiş zamanın, romancılar ise şimdiki zamanın hikayecisidir." sözleri realistlerin tüm felsefesini ortaya koyar.
Realizm Akımının Konusu
Realizm'de konu gerçek hayattır. Olağanüstü görülen istisnai olaylara yer verilmez. Okura yaşanmış bir olay ya da yaşanabileceğinden şüphe edilmeyecek bir olay sunulur.
Realizm'de anlatılan kişi, tam anlamıyla insandır. Çevresiyle davranışlarıyla, tutkularıyla en ince ayrıntısına kadar tanıtılan bir insan görülür eserde. Elbette bu insan çevresinin bir ürünü olan, çevresindeki şartlara göre karakter kazanmış biridir.
Realizm Akımının Dili ve Üslubu
Realizm'de, sanatçı eserle okuru başbaşa bırakmak için kendini gizler. Bu yönüyle Klasisizm'e benzer. Olaylan yan tutmayan, nesnel bir bakışla inceler sanatçı.
Eserde biçim kusursuzluğu çok önemlidir. Kılı kırk yaramasına yapılan gözlemin aynı titizlikle anlatılmasına, üslubun açık, sağlam, yapmacıksız, söz oyunlarından uzak olmasına önem verilir.
"Söylenmek istenen şey ne olursa olsun, elbette onu anlatacak tek bir sözcük, canlandıracak tek bir fiil, nitelendirecek tek bir sıfat vardır. İşte yazar bunu buluncaya kadar uğraşacak, yaklaşık olanla yetinmeyecektir." sözleri realistlerin anlayışını ortaya koyar.
Realizm Akımında Kullanılan Edebi Türler ve Temsilcileri
Realizm, bir roman ve hikaye akımıdır. Tiyatro, Romantizm'den sonra artık pek görülmez. Şiir ise realist anlayışla yazılır; ancak adına "Parnas" denir.
Realizm birçok ülkede yaygın bir kullanım bulmuştur. İlk ürünlerini Romantiklerle çağdaş olan Stendhal, Balzac, Merime vermiştir.
- Stendhal: Kırmızı ve Siyah, Parma Manastırı
- Balzac : Vadideki Zambak, Eugenie Grandet, Goriot Baba
- Gustave Flaubert: Madam Bovary, Salambo, Duygusal Eğitim
- Charles Dickens : Oliver Twist, David Copperfield
- Gogol: Ölü Canlar, Müfettiş
- Turgenyev: Rudin, Babalar ve Oğullar, Taşralı Kadın
- Dostoyevski: Suç ve Ceza, Karamazof Kardeşler, Budala
- Tolstoy: Savaş ve Barış, Anna Karanina, İvan ilyiç'in Ölümü
- Gorki: Ana, Üç Kişi
- Mark Twain : Tom Sawyer'in Maceraları
- Anton Çehov: Vanya Dayı, Vişne Bahçesi
- Mihail Aleksandroviç Şolohov: Ve Durgun Akardı Don
- Ernest Hemingway: Çanlar Kimin İçin Çalıyor?
- John Steinbeck: Gazap Üzümleri
- Herman Melville: Moby Dick
Realizmde Roman Anlayışı:
"Her şey görmekten ibarettir. Üstatların gözüyle değil, kendi gözlerinle doğruyu görebilirsin. Bunun için de biraz beklemen lazım. Kendi duygu ve görüşlerini de eserlerine katma. Bir sanatçının orijinalliği, "büyük şeyler"de değil, önce "küçük şeyler"de görülür. Şaheserler, basit konular üzerindeki önemsiz ayrıntılardan meydana gelmiştir.
TÜRK EDEBİYATINDA REALİZM"Roman dediğin, bir uzun yol üzerinde dolaştırılan bir aynadır. Bir bakarsın göklerin maviliğini, bir bakarsın yolun irili ufaklı çukurlarında birikmiş çamuru görürsün. Sonra da kalkıp heybesinde bu aynayı taşıyanı ahlaksızlıkla mı suçlayacaksınız? Aynası çamuru gösteriyor diye aynaya kabahat bulmak olur mu? Böyle çamurlu çukura bulunan yola, daha doğrusu suyun akmasını, kokmasını, çamur çukurları meydana getirmesini önlemeyen temizlik müfettişine..."Marie-Henri Beyle Stendhal
- Recaizade Mahmut Ekrem (Araba Sevdası)
- Nabizade Nazım (Karabibik, Zehra)
- Halit Ziya Uşaklıgil (Mai ve Siyah, Aşk-ı Memnu, Kırık Hayatlar)
- Yakup Kadri Karaosmanoğlu (Kiralık Konak, Yaban......)
- Memduh Şevket Esendal (Ayaşlı ve Kiracıları)
- Reşat Nuri Güntekin (Romanlarıyla)
- Refik Halit Karay (Romanları ve hikayeleriyle)
- Sait Faik Abasıyanık (Roman ve hikayeleriyle)