Okuması Göz Açıp Kapayıncaya Kadar Ama Etkisi Uzun Süren Kitap Tavsiyeleri

"Okuduğum kitabı hızlıca bitirmek isterim" diyenlere özel, bir oturuşta bitirebileceğiniz çeşitli kitap önerilerimizi listemizde bulabilirsiniz.

İzlediğiniz dizilerin bölümleri damağınızda tat bırakıyorsa, okuduğunuz kitapların da bir oturuşta damağınızda tat bırakması muhtemel. Bu hissiyatı daha farklı nasıl anlatabilirdik diye düşündük ve bir oturuşta bitirip üzerine uzun süre düşünebileceğiniz çeşitli kitaplar listeledik.

Okuması kısa ama etkisi uzun süren kitap tavsiyelerimizi görmek için hemen aşağı kaydırabilirsiniz.
''Bu içerik 20.04.2025 tarihinde oluşturulmuştur, bu içeriğe erişim sağladığınız zamana göre listelenen ürün fiyatlarında değişiklikler olmuş olabilir.''

Satın aldığınız ürünlerde satıcılardan kaynaklanan sorunlardan Webtekno sorumlu değildir.
Bu içerik marka iş birliği içeriyor.

Bir oturuşta bitirebileceğiniz kitap önerilerimiz:​

Seneca - Mutlu Yaşam Üzerine - Yaşamın Kısalığı Üzerine​

Stoacı felsefenin en güçlü seslerinden Seneca, bu iki metninde insanı doğayla uyumlu, sade ve bilinçli bir yaşam sürmeye çağırıyor. Hem devlet adamı hem filozof olan Seneca, Mutlu Yaşam Üzerine ve Yaşamın Kısalığı Üzerine adlı yazılarında zamanın değerini, gerçek mutluluğun kaynağını ve insanın kendi yaşamına nasıl sahip çıkabileceğini sorguluyor. Kendi döneminin çalkantılı siyasi ortamından örneklerle bugüne ışık tutan fikirler sunuyor. Kısacası: Hayat kısa ama dolu dolu yaşamak senin elinde, diyor.

Claire Keegan - Emanet Çocuk​

1980’lerin başında İrlanda taşrasında bir kız çocuğu, kendi ailesi tarafından daha önce tanımadığı bir çiftin yanına bırakılır. Bu geçici misafirlik, onun için sessiz ama derin bir değişimin kapısını aralar. Claire Keegan, Emanet Çocuk’ta bir çocuğun gözünden sevgi, aidiyet ve sessiz iyileşmenin izlerini sürüyor. Fazla söze gerek duymadan koca bir duyguyu anlatıyor. Yalın ama etkileyici diliyle sanki bir çayırın ortasında durmuşsun da sadece rüzgârın sesini dinliyormuşsun gibi.

Farabi - Mutluluğun Kazanılması​

Siyaset felsefesi denince akla gelen en sağlam metinlerden biri. Farabi bu eserinde, insanın hem bu dünyada hem de sonrası için “iyi” yaşamasını sağlayacak değerleri inceliyor: teorik bilgi, ahlak, erdem ve pratik beceriler... Yani sadece neyin doğru olduğunu değil, nasıl daha anlamlı bir hayat yaşanabileceğini de tartışıyor. Kuru kuru felsefe değil; yönümüzü belirleyecek bir pusula gibi.

Claire Keegan - Böyle Küçük Şeyler​

Bill Furlong, İrlanda kırsalında sade bir hayat süren, dürüst bir adam. Karısıyla birlikte beş kız çocuğu büyütüyor, geçim derdiyle uğraşıyor ama vicdanı asla susmuyor. Bir Noel sabahı manastıra kömür teslim ederken kömürlüğe kapatılmış bir genç kızla karşılaşması, onun için dönüm noktası oluyor. Sessiz ama derin bir sarsıntı… Claire Keegan bu kısa romanında küçük bir kasabanın gölgesinde kalan büyük ahlaki soruları sade ama etkili bir dille anlatıyor. Okudukça insanın içine işliyor.

Arthur Schopenhauer - Haklı Çıkma Sanatı​

Schopenhauer bu metninde “haklı olmak” değil, “haklı çıkmak” üzerine kafa yoruyor. Tartışmanın felsefi değil, psikolojik boyutuyla ilgileniyor. Yani mesele fikirlerin doğruluğu değil, karşı tarafı nasıl alt edeceğin. Eristik diyalektik dediği bu sistemde, bir fikrin doğru olup olmaması önemli değil; önemli olan, onu doğruymuş gibi gösterebilmek. Bunun için 38 farklı tartışma hilesi sıralıyor. Hem bu taktikleri tanıyıp savunma geliştirebilmek, hem de gerektiğinde bu oyunu kuralına göre oynamak isteyenler için zihin açıcı, biraz da sinsice keyifli bir okuma.

Sâdık Hidayet - Kör Baykuş​

İran edebiyatının en karanlık, en sarsıcı metinlerinden biri… Kör Baykuş, Sâdık Hidayet’in iç dünyasının acımasız ve çarpıcı bir yansıması. Behçet Necatigil’in etkileyici çevirisiyle Türkçeye kazandırılan bu roman, gerçek ile hayal, bilinç ile bilinçaltı arasında gidip gelen yapısıyla sıradan bir okuma deneyiminin çok ötesine geçiyor. Psikolojik yoğunluğu, varoluşsal sorgulamaları ve diliyle zamanın çok ötesinde bir eser. Philippe Soupault ve André Breton gibi ustaların övgüsünü boşuna almamış. Hem edebiyat hem de insan zihni üzerine düşünmekten çekinmeyenler için hâlâ başyapıt.

Paul Lafargue - Tembellik Hakkı​

Bu kitap, başlığından da anlayacağın gibi tam bir ters köşe! Lafargue, “çalışmak kutsaldır” diyerek övülen sistemin içini fena halde boşaltıyor. 19. yüzyılda, insanların neredeyse günün üçte ikisini çalışarak geçirdiği bir dönemde kaleme alınan Tembellik Hakkı, kapitalizmin insanı nasıl köleleştirdiğini, nasıl mutsuzlaştırdığını sivri bir dille ortaya koyuyor. Ama mesele sadece kapitalizm değil; çalışmaya tapan sosyalist zihniyeti de eleştirmeyi ihmal etmiyor. Lafargue’ın savunduğu şey aslında çok basit ama radikal: İnsan biraz da yaşamak için var. Dinlenmek, düşünmek, sevmek, aylaklık etmek... Kitap bugün bile çalışmaya doyamayan dünyaya koca bir “yavaşla be kardeşim” diyor.

Ayfer Tunç - Aziz Bey Hadisesi​

Aziz Bey’in hikâyesi öyle uzaklardan anlatılmıyor; burnunuzun ucunda, yan masanızda oturuyormuş gibi. Biraz içine kapanık, biraz mağrur ama en çok da geç kalmış biri. Ayfer Tunç, “hayat hep başkaları için daha kolaymış gibi” hissini yaşayan herkesin kalbini acıtacak bir karakter yaratıyor. Haliç’in bulanık suyuna bakarken hayatın iç yüzünü aniden kavrayan Aziz Bey’in dönüşümü; insanın kendini kandırma hâli, yalnızlığı, geç fark ettiği pişmanlıkları incelikli bir dille anlatılıyor. Romantik değil, dramatik değil, sadece gerçek. Ve bu yüzden insanın boğazına bir şeyler düğümleniyor.

Madeline Miller - Galateia: Bir Öykü​

Bu kez taş değil, söz konuşuyor. Madeline Miller, mitolojinin en sessiz kadınlarından biri olan Galateia’ya kendi sesini veriyor. Pygmalion’un ellerinde şekil bulan “ideal kadın” artık sessiz kalmak istemiyor çünkü mesele sadece onun kaderi değil; kızının geleceği de söz konusu. Kısa ama etkili bu öykü, kadın bedeninin ve iradesinin nasıl şekillendirildiğine, nasıl kontrol edilmeye çalışıldığına güçlü bir yerden dokunuyor.
Galateia, artık sadece bir heykel değil; konuşuyor, direniyor ve yeniden yazılıyor. Kadim bir efsaneyi bugünün gözüyle okumak isteyenlere net bir öneri: Bu öykü kısa olabilir ama etkisi taş gibi sağlam.

Byung-Chul Han - Şeffaflık Toplumu​

Şeffaflık, neoliberal bir araçtır ve her şeyi enformasyona dönüştürmeyi hedefler. Bu süreçte daha fazla bilgi ve iletişim, üretkenliği ve hızı artırır. Gizlilik ve yabancılık, sınırsız iletişime engel oluşturduğundan, şeffaflık bu engellerden kurtulmayı savunur. Ancak şeffaflık insanı camlaştırarak özgürlük ve iletişimi kontrol ve gözetime dönüştürür. Sosyal medya da toplumsal ilişkileri disiplin altına alıp sömüren dijital panoptikonlar gibi işlev görür.