Noktalama işaretleri, ilk kez eski Yunan’da okuma parçaları arasına ‘ayırmalar’ adı altında konulan bazı işaretlerin kullanımıyla başlıyor. Ama ne yazık ki, yazı adamları arasında hiç ilgi görmüyor. Daha sonra MÖ 3. yy. başlarında İstanbul’da Aleksandr adlı bir gramerci, yaptığı sistemli ve özenli bir çalışma sonunda ilk kez virgül ve noktalı virgül işaretlerini buluyor. Ama tüm çabalarına karşın, o da bunların düzenli ve doğru kullanımını yazı adamları arasında sağlayamıyor. Bu başarısızlık da, ortaçağa gelinceye kadar sürüyor.
1436 yılında matbaanın icadıyla noktalama işaretleri büyük bir hızla yaygınlaşmaya başlıyor. Gutenberg’in 1455’te bastığı bir din kitabında (İncil’de) ilk kez virgül ve iki nokta işaretlerini kullanmasıyla bu işaretler yaşama geçiyor. Ayrıca cümleleri boşluklarla birbirinden ayırıp büyük harfle başlayarak, o güne dek bulunmamış olan noktanın boşluğunu doldurmaya çalışıyor. Bu da Venedikli gramerci Aldius Manitius’un yeni formları içinde noktalı virgül, virgül, iki nokta , ünlem, soru, kesme ve tırnak işaretlerini bulmasına dek sürüyor.
17.yy ortalarında, yani Aldius Manitius’tan yüz yıl sonra kesme işareti bulunuyor.Onun da işaretlere katılmasıyla, noktalama işaretlerinin tümü bugünkü biçimiyle tamamlanmış oluyor.
Yurdumuzda ilk kez noktalama işaretleri, Şinasi’nin eğitim için gittiği Fransa’da bu işaretleri öğrenip, dönüşünde yazdığı ‘Şair Evlenmesi’ adlı kitabında üç nokta, dört-beş virgülü kullanmasıyla birlikte bizim de yazılı edebiyatımıza giriyor. Ama bu uygulama da kuralsız, gelişigüzel serpilmiş bir-iki nokta ve virgülden başka bir şey değil. Daha sonra ünlü şairimiz Tevfik Fikret’le Halit Ziya Uşaklıgil bu işin üzerine eğiliyorlar ve dilimizde bu işaretlerin kullanımının gelişimini sağlıyorlar.
O dönemde bu işaretleri en başarılı biçimde kullananların başında değerli öykücümüz Ömer Seyfettin geliyor. Hani o hepinizin çok iyi bildiği ‘Kaşağı’ öyküsünün yazarı.
Noktalama işaretlerini doğru biçimde kullanmak hepimiz için çok önemli. Ama bizler, bu işaretlerin kullanımını tüm dünya çocuklarından daha iyi bilmeliyiz. Çünkü bu işaretleri ilk bulan ve kullanan bizim ülkemizin insanı İstanbullu gramerci Aleksandr olduğu için.
Meraklısı için bir not:
Üç büyük din kitabı; Tevrat, İncil ve Kuran’da da noktalama işaretleri kullanılmamıştır. Yalnız Kuran’da nokta yerine cümlelerin arasına çiçek motifleri konulmuş ve cümleler birbirinden böylece ayrılmıştır.
1436 yılında matbaanın icadıyla noktalama işaretleri büyük bir hızla yaygınlaşmaya başlıyor. Gutenberg’in 1455’te bastığı bir din kitabında (İncil’de) ilk kez virgül ve iki nokta işaretlerini kullanmasıyla bu işaretler yaşama geçiyor. Ayrıca cümleleri boşluklarla birbirinden ayırıp büyük harfle başlayarak, o güne dek bulunmamış olan noktanın boşluğunu doldurmaya çalışıyor. Bu da Venedikli gramerci Aldius Manitius’un yeni formları içinde noktalı virgül, virgül, iki nokta , ünlem, soru, kesme ve tırnak işaretlerini bulmasına dek sürüyor.
17.yy ortalarında, yani Aldius Manitius’tan yüz yıl sonra kesme işareti bulunuyor.Onun da işaretlere katılmasıyla, noktalama işaretlerinin tümü bugünkü biçimiyle tamamlanmış oluyor.
Yurdumuzda ilk kez noktalama işaretleri, Şinasi’nin eğitim için gittiği Fransa’da bu işaretleri öğrenip, dönüşünde yazdığı ‘Şair Evlenmesi’ adlı kitabında üç nokta, dört-beş virgülü kullanmasıyla birlikte bizim de yazılı edebiyatımıza giriyor. Ama bu uygulama da kuralsız, gelişigüzel serpilmiş bir-iki nokta ve virgülden başka bir şey değil. Daha sonra ünlü şairimiz Tevfik Fikret’le Halit Ziya Uşaklıgil bu işin üzerine eğiliyorlar ve dilimizde bu işaretlerin kullanımının gelişimini sağlıyorlar.
O dönemde bu işaretleri en başarılı biçimde kullananların başında değerli öykücümüz Ömer Seyfettin geliyor. Hani o hepinizin çok iyi bildiği ‘Kaşağı’ öyküsünün yazarı.
Noktalama işaretlerini doğru biçimde kullanmak hepimiz için çok önemli. Ama bizler, bu işaretlerin kullanımını tüm dünya çocuklarından daha iyi bilmeliyiz. Çünkü bu işaretleri ilk bulan ve kullanan bizim ülkemizin insanı İstanbullu gramerci Aleksandr olduğu için.
Meraklısı için bir not:
Üç büyük din kitabı; Tevrat, İncil ve Kuran’da da noktalama işaretleri kullanılmamıştır. Yalnız Kuran’da nokta yerine cümlelerin arasına çiçek motifleri konulmuş ve cümleler birbirinden böylece ayrılmıştır.