Chen

🇵🇸
Forum Sorumlusu
Katılım
9 Ocak 2020
Mesajlar
46,882
Çözümler
4
Tepki puanı
13,805
Puanları
113
Konum
.
Cinsiyet
Kadın
Realizmi yeterince gerçekçi bulmayan bu akım Realizmle aynı dönemde gelişmiştir.Naturalizm Akımının Felsefesi

Akım Taine'in Determinizm görüşünü edebiyata uygulamak istemiş, edebiyatın da deneysel bilimlerde olduğu gibi bir deneme sahası olabileceğine inanmıştır. Bunlara göre gözlem bir eser için yeterli bir yol değildir.
Akımın kurucusu Emile Zola Realistlerle aralarındaki farkları şöyle açıklar:

"Gözlemci demek, doğadaki olayları hiçbir değişikliğe uğratmadan, olduğu gibi inceleyen kişi demektir. Deneyci ise olayları doğanın ortaya çıkardığı biçimlere göre değil de herhangi bir amaçla kendisinin onlara şu ya da bu koşullar altında verdiği biçimlere göre inceleyen kişidir."
Bu sözlerden anlaşılacağı gibi gözlemci sadece gözler, deneyci ise olaylara müdahale ederek onları değiştirir.
Naturalizm Akımının Konusu


Natüralizm'de gerçeğin daha çok çirkin yönü ele alınır. Realistler gerçekler arasında seçme yaptığı halde bunlar yapmaz. Bu yönlerinin eleştirilmesine Zola şöyle cevap verir. "Bizler toplumsal yaraların sabeplerini araştırıyoruz. Bundan dolayı çoğu zaman kokuşmuşlukları ele almak, insanın sefaletinin, çılgınlıklarının bulunduğu yerin dibine kadar inmek zorundayız." Bu akımda insanın duyguları, tutkuları, düşünceleri, eylemleri, soyunun ve içinde yetiştiği doğal ve toplumsal çevrenin etkisiyle oluşur. Yani insan davranışlarının temelinde soya çekim vardır. Kalıtsal özellikler çevre koşullarıyla birleşip kişinin karakterini oluşturur. Elbette böyle bir insanın davranışlanm içgüdüleri yönlendirir.
Naturalizm Akımında Dil ve Üslub

Natüralizm'de yazar, kendi kişiliğini gizler, sadece olanları yazar, bir tutanak yazmanı gibi davranır. Zola'nın deyimiyle "Nasıl ki kimya bilgini kendi hazırladığı koşullar altında oluşan doğal olayları gözleyip saptamakla yetinir, azota kızmadığı gibi, oksijene de aşırı sevgi göstermezse sanatçı da suç karşısında yargıç kesilmez, erdem karşısında ise alkış tutmaz."
Dilde pek seçici değildir. Kahramanları hangi çevreden seçerse o çevrenin diliyle konuşturur. Bu nedenle argolar, küfürler eserde değiştirilmeden verilir.

Naturalizm Akımında Kullanılan Edebi Türler ve Temsilcileri

Natüralizm de bir roman ve hikaye akımdır. Kurucusu Emile Zola'dır. Zola, ileri sürdüğü görüşleri ispatlamak için 20 cilt tutarındaki "Deneysel Roman"ını yazmıştır. Bu cilt içindeki önemli romanlar Germinal ve Meyhane'dir.
Diğer Natüralist sanatçılar:


  • Alphonse Daudet: Değirmenimden Mektuplar, Pazartesi Hikayeleri (Hikaye); Trasconlu Tartarin, Jack (Roman)
  • Guy de Maupassant: Tombalak, Ay Işığı, Bir Hayat, Güzel Dost, Kalbimiz (Roman)
  • Gerhart Hauptmann: Güneş Doğarken, Dokumacılar, Güneş Batarken (Tiyatro)
"Roman anlatılmış ve tabiattan çıkartılmış belgelerle vücuda getirilmelidir. Tarihçiler, mazinin hikayecileri, romancılar da halin hikayecileridir".
Goncourt Kardeşler
TÜRK EDEBİYATINDA NATÜRALİZM

Bizim edebiayıtımızda doğalcılık anlayışına en çok yaklaşarak eser veren sanatçı Hüseyin Rahmi Gürpınar'dır. Ancak eserlerinde sosyal eleştiriye yer vermesi onu natüralistlerden ayıran önemli bir noktadır.
Natüralizmin Özellikleri
•Natüralizmin ana ilkesi: "Sanat, doğanın bir kopyası olmalıdır."
•Natüralizme göre insanın her türlü duygu, düşünce ve eylemi, soyaçekim özelliklerinin ve içinde yetiştiği sosyal çevrenin etkisiyle açıklanabilir. Kişiyi yönlendiren iradesi değil, soyaçekimin özellikleri ve sosyal çevredir.
•Natüralist yazar bir gözlemci gibi davranır. Yazar, soyaçekim özellikleri ve sosyal çevreleri belli kahramanları izlerken, olaylar yazarın isteğine bağlı olmaksızın gelişir ve belli bir sonuca kavuşur. Yazar hem bir gözlemci, hem de deney yapan bir bilim adamı gibi davranır.
•Natüralizmde yazar, oldukça nesneldir; anlattıklarına kişiliğini katmaz, o bir "tutanakçı"dan başkası değildir. Emile Zola: "Hayata elverişli bir nesne olmadığı için azota kızan, buna karşılık hayata elverişli bir nesne olduğu için de oksijene sevgi gösteren bir kimyacı düşünebilir misiniz?" diye sorar ve Natüralist bir yazarın "suç karşısında içten davranmak, erdem karşısında alkış tutmak" ihtiyacı duymayacağını belirtir.
•Natüralist yazarlar sosyal gerçekleri yansıtırken daha çok toplumdaki çirkinlikler ve olumsuzluklar üzerinde durmuşlar; genellikle sorunlu, toplum dışına itilmiş kişileri anlatmışlardır. Yoksul işçiler, köylüler, ayyaşlar, hırsızlar, fahişeler... Natüralist yazarların çok anlattığı kişilerdir.
•Romanlarda ayrıntılı tasvirler yapılmış, bu tasvirler yardımıyla kişilerin psikolojileri ortaya konulmuştur.
•Natüralist eserlerde dil doğal ve yalındır. Roman ve öykü kahramanları, sosyal sınıflarına uygun bir dille konuşturulmuşlardır.
•Argo sözcüklere bolca yer verilmiş "sokak dili" edebiyata o zamana dek görülmedik bir biçimde girmiştir.
•Natüralizmde roman, öykü ve tiyatro türleri gelişmiştir. Bu akımda her eserin savunduğu bir "tez" vardır.
•Natüralizm, herhangi bir akıma tepki olarak doğmamış, kendisinden önceki akımın (Realizmin) ileri bir aşaması olarak ortaya çıkmıştır.
 
Üst Alt