Bazıları küçük, homojen ve zengin ülkeler olmasına bağlıyor. Hatta birkaç yıl önce genetik olarak mutlu olmaya yatkın olduklarını gösteren bir araştırma bile yayınlandı.
Ancak Dünya Mutluluk Raporu’na göre bu teoriler doğru değil.
Para meselesi
Evet, İskandinav ülkeleri görece zenginler ancak bütün görece zengin ülkeler mutlu değil. Örneğin dünyanın en zengin ülkelerinden Singapur mutluluk sıralamasında 27’nci. Kuveyt en zenginlerde ilk beşte ama iş mutluluk sıralamasına gelince 54’te kalıyor.
Para meselesinde bakılması gereken şu: İskandinav ülkelerinde gelir eşitsizliği düşük seviyelerde. Bu her ne kadar yaşamdan tatmin sağladığına dair araştırmalara yansımasa da gelir eşitsizliğinin güvensizliğe, bunun da direkt olarak düşük memnuniyete neden olduğu kanıtlanmış.
Genlerinde mi var?
Bu soruya net bir şekilde evet yanıtını vermek mümkün olsa da resmin tamamı bundan ibaret değil.
Bilim bize yıllardır genetiğin insanların hayatından memnun olmasıyla ilişkili olduğunu söylüyor. Ancak araştırmalar mutluluğun yüzde 60-70’inin çevresel faktörlerle bağlantılı olduğunu söylüyor. Dolayısıyla yalnızca kalan kısmı genetik faktörlere mal edilebilir.
Küçük, homojen nüfuslu ülkeler olmasının payı var mı?
Dünya Mutluluk Raporu yazarları bir ülkenin nüfusuyla yaşamdan elde edilen tatmin arasında bir korelasyon kurulamadığını belirtiyor. Dahası İskandinav ülkeleri o kadar da homojen değil. Finlandiya nüfusunun yüzde 7’i, Danimarka’nın yüzde 7,5’i yabancı.
2018 tarihli raporda göçmenlerin oranının, ülkede doğanların mutluluk ortalaması üzerinde etkisi olmadığını gösterdi.
Daha da önemlisi yapılan analizler kaliteli devlet kurumları olduğu sürece sosyal güvende etnik çeşitliliğin bir öneminin kalmadığını gösteriyor.
Bu da bizi İskandinav mutluluğunun arkasında yatan kilit kavrama getiriyor: Güven.
Dünya Mutluk Raporu editörü, 25 yıldır mutluluk anketleri üzerine çalışan Prof. John F. Helliwell İskandinav tarzı mutluluğun sırrını şöyle anlatıyor: Altı kilit göstergenin seviyeleri önemli; gayrisafi yurt içi hasıla, sosyal destek, ortalama sağlıklı yaşam süresi, vatandaşların kendi hayatlarıyla ilgili karar alabilme özgürlüğü, cömertlik ve ülkedeki yolsuzluk düzeyi. Ancak İskandinavların zirveye çıktığı konu güven ve yardımseverlik; hem resmi kurumlar hem de özel davranışlarda.
Pratikte bu ne anlama geliyor?
Kaliteli ve güvenilir devlet kurumları
Veriler kurumların kaliteli olduğu ükelerdeki insanların hayatlarından daha memnun olduğunu gösteriyor. İyi emekli maaşı, cömert doğum izinleri, hasta ve engellilerin bakımı, ücretsiz sağlık ve eğitim hizmeti, sağlam işsizlik maaşları… Bunlar vatandaşların mutluluğuyla güçlü bir şekilde bağlantılı.
Cüzdanınız kaybolsa ne olur?
Prof. Helliwell’e göre güven çok önemli. Güvenin önemini kanıtlamak için geliştirdikleri deneylerden biri şu: İnsanlara cüzdanlarını kaybetmeleri durumunda ne olacağını soruyorlar; geri getirilir mi?
Buna verilen cevabı hayatlarından memnun olma puanlarıyla karşılaştırdıklarında cüzdanın biri tarafından geri getirileceğini düşünenlerin bir puan daha yüksekte olduğu görüldü. Başka bir deyişle cüzdanının geri getirileceğine inananlar daha mutlu.
Pozitif duygularla ilgisi var mı?
Dünya Mutluluk Raporu’nda pozitif duyguların yaygınlık durumuna bakıldığında Latin Amerika genelde zirvede ancak bu ülkeler iş mutlu olmaya geldiğinde ilk 20’de dahi yer almıyor. Yani ‘şarkılar söyleyip devamlı gülümsemekle‘ mutlu olunmuyor.
Öte yandan İskandinav ülkeleri çok pozitif duyguların bildirildiği ülkeler değil. Aksine yine bir habere göre İskandinav ülkelerindeki insanları kendilerini melankolik olarak görüyor.
Sahiden ‘havalardan’ mıdır?
Finlandiya’nın kuzeybatısında en sıcak yıllık ortalama 6,5 derece. Doğuya ve kuzeye gidildikçe sıcaklık daha da düşüyor.
Yani İskandinav kışlarını uzun, karanlık ve soğuk olduğu doğru ve genelde daha sıcak ve güneşli havalar mutlulukla ilişkilendirilir. Ancak rapordan bulgular havanın mutluluk puanı üzerindeki etkisinin çok önemsiz olduğunu gösteriyor.
Biz, ‘İskandinav olmayanlar’ ne yapabiliriz?
Prof. Helliwell’in önerileri şöyle: “İnsanların arkalarının kollandığı bir ortamda çok çok daha mutlu olduklarını gördük. Bunu insanlara söylemek de çok önemli çünkü dünyanın her yerinde başkalarının ne kadar cömert olabileceği unutuluyor.“
Helliwell’e göre başkalarına olan güvenimiz aslında sandığımızdan daha fazla. Güvenin az olması veya öyle algılamak, bizi mutsuz yapıyor ya da en azından İskandinavlar gibi mutlu yapmıyor.
Bir başka nedense insanlar komşularının ne kadar yardımsever olabileceğini hafife alıyor. Çünkü medyada yeterince duymuyorlar. Yani güven seviyelerinizi biraz yükseltin ve daha çok iyi haber okuyun.
İskandinavlardan mutlu olmak için öğrenebileceğimiz bir başka ders de şu: Daha aktif bir vatandaş olun. Kurumları halk yararına bir şey yapmaya itin. Demokratik kurumları korumak için mücadele edin.
Toplum, güven, sosyal birlik hissinizi inşa etmek için kültürel ve yerel aktivitelere katılın.
Ancak Dünya Mutluluk Raporu’na göre bu teoriler doğru değil.
Para meselesi
Evet, İskandinav ülkeleri görece zenginler ancak bütün görece zengin ülkeler mutlu değil. Örneğin dünyanın en zengin ülkelerinden Singapur mutluluk sıralamasında 27’nci. Kuveyt en zenginlerde ilk beşte ama iş mutluluk sıralamasına gelince 54’te kalıyor.
Para meselesinde bakılması gereken şu: İskandinav ülkelerinde gelir eşitsizliği düşük seviyelerde. Bu her ne kadar yaşamdan tatmin sağladığına dair araştırmalara yansımasa da gelir eşitsizliğinin güvensizliğe, bunun da direkt olarak düşük memnuniyete neden olduğu kanıtlanmış.
Genlerinde mi var?
Bu soruya net bir şekilde evet yanıtını vermek mümkün olsa da resmin tamamı bundan ibaret değil.
Bilim bize yıllardır genetiğin insanların hayatından memnun olmasıyla ilişkili olduğunu söylüyor. Ancak araştırmalar mutluluğun yüzde 60-70’inin çevresel faktörlerle bağlantılı olduğunu söylüyor. Dolayısıyla yalnızca kalan kısmı genetik faktörlere mal edilebilir.
Küçük, homojen nüfuslu ülkeler olmasının payı var mı?
Dünya Mutluluk Raporu yazarları bir ülkenin nüfusuyla yaşamdan elde edilen tatmin arasında bir korelasyon kurulamadığını belirtiyor. Dahası İskandinav ülkeleri o kadar da homojen değil. Finlandiya nüfusunun yüzde 7’i, Danimarka’nın yüzde 7,5’i yabancı.
2018 tarihli raporda göçmenlerin oranının, ülkede doğanların mutluluk ortalaması üzerinde etkisi olmadığını gösterdi.
Daha da önemlisi yapılan analizler kaliteli devlet kurumları olduğu sürece sosyal güvende etnik çeşitliliğin bir öneminin kalmadığını gösteriyor.
Bu da bizi İskandinav mutluluğunun arkasında yatan kilit kavrama getiriyor: Güven.
Dünya Mutluk Raporu editörü, 25 yıldır mutluluk anketleri üzerine çalışan Prof. John F. Helliwell İskandinav tarzı mutluluğun sırrını şöyle anlatıyor: Altı kilit göstergenin seviyeleri önemli; gayrisafi yurt içi hasıla, sosyal destek, ortalama sağlıklı yaşam süresi, vatandaşların kendi hayatlarıyla ilgili karar alabilme özgürlüğü, cömertlik ve ülkedeki yolsuzluk düzeyi. Ancak İskandinavların zirveye çıktığı konu güven ve yardımseverlik; hem resmi kurumlar hem de özel davranışlarda.
Pratikte bu ne anlama geliyor?
Kaliteli ve güvenilir devlet kurumları
Veriler kurumların kaliteli olduğu ükelerdeki insanların hayatlarından daha memnun olduğunu gösteriyor. İyi emekli maaşı, cömert doğum izinleri, hasta ve engellilerin bakımı, ücretsiz sağlık ve eğitim hizmeti, sağlam işsizlik maaşları… Bunlar vatandaşların mutluluğuyla güçlü bir şekilde bağlantılı.
Cüzdanınız kaybolsa ne olur?
Prof. Helliwell’e göre güven çok önemli. Güvenin önemini kanıtlamak için geliştirdikleri deneylerden biri şu: İnsanlara cüzdanlarını kaybetmeleri durumunda ne olacağını soruyorlar; geri getirilir mi?
Buna verilen cevabı hayatlarından memnun olma puanlarıyla karşılaştırdıklarında cüzdanın biri tarafından geri getirileceğini düşünenlerin bir puan daha yüksekte olduğu görüldü. Başka bir deyişle cüzdanının geri getirileceğine inananlar daha mutlu.
Pozitif duygularla ilgisi var mı?
Dünya Mutluluk Raporu’nda pozitif duyguların yaygınlık durumuna bakıldığında Latin Amerika genelde zirvede ancak bu ülkeler iş mutlu olmaya geldiğinde ilk 20’de dahi yer almıyor. Yani ‘şarkılar söyleyip devamlı gülümsemekle‘ mutlu olunmuyor.
Öte yandan İskandinav ülkeleri çok pozitif duyguların bildirildiği ülkeler değil. Aksine yine bir habere göre İskandinav ülkelerindeki insanları kendilerini melankolik olarak görüyor.
Sahiden ‘havalardan’ mıdır?
Finlandiya’nın kuzeybatısında en sıcak yıllık ortalama 6,5 derece. Doğuya ve kuzeye gidildikçe sıcaklık daha da düşüyor.
Yani İskandinav kışlarını uzun, karanlık ve soğuk olduğu doğru ve genelde daha sıcak ve güneşli havalar mutlulukla ilişkilendirilir. Ancak rapordan bulgular havanın mutluluk puanı üzerindeki etkisinin çok önemsiz olduğunu gösteriyor.
Biz, ‘İskandinav olmayanlar’ ne yapabiliriz?
Prof. Helliwell’in önerileri şöyle: “İnsanların arkalarının kollandığı bir ortamda çok çok daha mutlu olduklarını gördük. Bunu insanlara söylemek de çok önemli çünkü dünyanın her yerinde başkalarının ne kadar cömert olabileceği unutuluyor.“
Helliwell’e göre başkalarına olan güvenimiz aslında sandığımızdan daha fazla. Güvenin az olması veya öyle algılamak, bizi mutsuz yapıyor ya da en azından İskandinavlar gibi mutlu yapmıyor.
Bir başka nedense insanlar komşularının ne kadar yardımsever olabileceğini hafife alıyor. Çünkü medyada yeterince duymuyorlar. Yani güven seviyelerinizi biraz yükseltin ve daha çok iyi haber okuyun.
İskandinavlardan mutlu olmak için öğrenebileceğimiz bir başka ders de şu: Daha aktif bir vatandaş olun. Kurumları halk yararına bir şey yapmaya itin. Demokratik kurumları korumak için mücadele edin.
Toplum, güven, sosyal birlik hissinizi inşa etmek için kültürel ve yerel aktivitelere katılın.