Kendilik Psikolojisi

Chen

🇵🇸
Forum Sorumlusu
Katılım
9 Ocak 2020
Mesajlar
46,779
Çözümler
4
Tepki puanı
13,764
Puanları
113
Konum
.
Cinsiyet
Kadın
Kohut, kendilik psikolojisine gereksinim nedir sorusunun cevabını, Freud'dan ve dürtü modelinden ayrıldığı bir zeminde yanıtlar. Kohut'a göre dürtüler, kendilik nesnelerinin yetersizliğinde ortaya çıkarlar. Okuyacak olduğunuz bu yazı ise yine Yavuz Erten'in kalemine dayanıyor.
"Kendini ötekinde bulmak ve ötekinin de kendini sende bulduğunu deneyimlemek insanlaşmanın temelidir. Öznellikler-arasılık ekolünün kurucularından olan Stolorow bakış açısını ve dürtü kuramından farkını
şöyle açıklar:

Duygulanımı (affect) merkeze alan yaklaşımda, öznel duygusal yanıt olan duygulanım her zaman devam eden ilişkisel sistemlerden etkilenir: başarıyla düzenlenir veya düzenlenmesi aksar. Oysa dürtü, Kartezyen yalıtılmış zihinlerin güdülenmesidir. Duygulanımı merkeze alan yaklaşım -bu düzenlemeyi her zaman gerekli taban gördüğü için- tabii ki bir bağlamsallaştırma yaratır. Bu bağlamsallaştırma, duygusal travma anlayışında tüm açıklığıyla mevcuttur. Öznellikler-arası sistemler perspektifinden bakıldığında, gelişimsel travma Kartezyen bir kabın içgüdüsel taşması olarak değil, düzenlenemediği için dayanılmaz bir halde kalan duygulanım deneyimi olarak görülür. Duygulanım durumlarının dayanılmazlığı, ancak içinde gerçekleştikleri ilişkisel sistemler açısından kavranabilir.


Screenshot_20240704_031342_com.opera.mini.native_edit_170269368549538.jpg

Gelişimsel travma, acı verici duygulanımları düzenleyemeyen öznellikler arası bağlam içinde ortaya çıkar. Bu, "çocuk ile bakım veren arasında karşılıklı düzenleme sisteminin bozulması"dır. Bu durum, çocuğun duygulanımları bütünleştirme kapasitesini yitirmesine ve dolayısıyla kendiliğinin dayanılmaz, bunalmış, dağınık bir duruma girmesine yol açar. Acı verici veya korkutucu duygulanım, kalıcı bir şekilde travmatik kendilik deneyimi haline gelir

Yukarıdaki iddiadan, bir duygulanım durumunun tahammül edilemezliğinin yalnızca yaralayıcı bir olay tarafından yaratılan acı verici duyguların miktarı veya yoğunluğu temelinde açıklanamayacağı sonucu çıkmaktadır.


Travma, şiddetli duygusal acının içinde tutulabileceği güvenli bir öznellikler arası bağlamın yokluğunda oluşur. Böyle bir yoklukta, acı veren duygulanım durumları dayanılmaz yani travmatik hale gelir. Acı kendi başına patoloji değildir. Acıyı dayanılmaz kılan ve dolayısıyla travmatik durumların ve psikopatolojinin kaynağı haline getiren, çocuğun acı içeren duygusal tepkilerine çevrenin uyumlanmasının eksik oluşudur.


Stolorow'un bu düşüncelerinde, varoluşun ontolojik bir travma oluşu iddiası akla bir aileye doğmuş çocuğun o aile bağlamında karşılaştığı; "göbek bağının kesilmesi, birincil sahne, kuşak farkı, iğdiş edilme, cinsiyet farkı, anne-babanın çocuğa bakışlarındaki çifte-değerlilik" gibi gelişimin neredeyse zorunlu travmatik unsurlarını getiriyor. Bu travmalar karşısında, karanlık gecede birbirine sokulma gereksinimi duyulacak ilk nesneler veya kendilik nesneleri tabii ki kardeşlerdir. Insan bir ortama ilk girişinde, ona benzer duygular yaşadığını yüzündeki anlamla işaret eden birini arar.
 

Alice

Altın Üye
Katılım
16 Eyl 2023
Mesajlar
3,730
Tepki puanı
752
Puanları
113
Yaş
31
Konum
SeuL
Cinsiyet
Kadın
Kendinden başka dostu olmayanlara gelsin bu makale
 

Fluffy

🐼
Elmas Üye
Katılım
28 Şub 2023
Mesajlar
24,916
Çözümler
1
Tepki puanı
3,288
Puanları
113
Yaş
34
Konum
Miuw
Cinsiyet
Kadın
Kendimden çıktım yola bir yere varamadım demiş Yıldız Tilbe
 

SatanistKesenKedi

Gümüş Üye
Katılım
17 Mar 2024
Mesajlar
1,595
Tepki puanı
251
Puanları
83
Yaş
33
Konum
Catland
Cinsiyet
Erkek
Herkes kendinden başkasını sevmese dünyada sevgi kalmaz
 
Üst Alt