Hindistan’da ilk uygarlık, MÖ 4000’li yıllarda İndus Nehri boyunca ortaya çıkmıştır. Doğal kaynakları açısından zengin olan Hindistan, tarih boyunca bu özelliğinden dolayı birçok kavmin istilasına uğramıştır.
Tarih boyunca birçok kavmin istilasına uğradığından dolayı Hindistan’da özgün bir uygarlık kurulamamıştır.
Ariler, MÖ 1500’lerde Orta Asya‘dan Hindistan’a gelmişler; siyasi, sosyal ve kültürel yapılarını bu bölgeye taşımışlar ancak burada merkezî bir otorite kuramamışlardır. Bu nedenle Hindistan racalık adı verilen küçük krallıklar tarafından yönetilmiştir.
Ariler, Hindistan’a gelmeleriyle birlikte “kast sistemini” bu bölgeye taşımışlardır. Kast, meslekleri babadan oğula geçen ve aynı geleneklere bağlı bulunan çeşitli sosyal sınıflardan oluşan bir sistemdir.
Bu sistemde:
brahmanlar, din adamlarından,
kşatriyalar, raca, asker ve asillerden;
vaysiyalar, tüccar ve çiftçilerden;
südralar, zanaatkar ve işçilerden
Kast sisteminin dışında kalanlardan da paryalar
sınıfları oluşmuştur.
Hindistan’la ilgili ilk bilgiler Veda adı verilen metinlerde görülür. Ariler bölgeye geldiklerinde vedaları geliştirerek Brahmanizm’in ortaya çıkmasını sağlamışlardır. Hinduizm ve Brahmanizm’den başka Hindistan’da Taoizm, Konfüçyüsçülük, Maniheizm dinleri varlık göstermiştir.
Kast Sisteminin Özellikleri
Her kastın bir adı vardır. Kast üyeleri kendi adları ile birlikte bu adı da belirtirler.
Kast dışı sosyal ilişki kurmak yasaktır. Her üye kendi kastı içinde evlenir.
Bir Hindu kendi kastı dışındaki bir kast üyesi ile yemek yiyemez.
Her kastın kendine özgü törenleri vardır.
Brahmanların kastı bütün kastlar tarafından üstün kast olarak kabul edilir.
Kast kurallarına uymayanlara verilen en ağır ceza kasttan çıkarılmadır. Bu da toplumdan dışlanma anlamına gelir.
Kastlar arasında geçiş yoktur. Her üye doğduğu kast içinde yaşamını sürdürür. Meslekler babadan oğula geçer.
Kast sistemi ilk Çağ’da görülen en katı sosyal tabakalaşmadır.
Hindistan’dan başlayıp Akdeniz’e kadar devam eden Baharat yolunda ticaret faaliyetlerinde bulunmuşlardır.
Tarih boyunca birçok kavmin istilasına uğradığından dolayı Hindistan’da özgün bir uygarlık kurulamamıştır.
Ariler, MÖ 1500’lerde Orta Asya‘dan Hindistan’a gelmişler; siyasi, sosyal ve kültürel yapılarını bu bölgeye taşımışlar ancak burada merkezî bir otorite kuramamışlardır. Bu nedenle Hindistan racalık adı verilen küçük krallıklar tarafından yönetilmiştir.
Ariler, Hindistan’a gelmeleriyle birlikte “kast sistemini” bu bölgeye taşımışlardır. Kast, meslekleri babadan oğula geçen ve aynı geleneklere bağlı bulunan çeşitli sosyal sınıflardan oluşan bir sistemdir.
Bu sistemde:
brahmanlar, din adamlarından,
kşatriyalar, raca, asker ve asillerden;
vaysiyalar, tüccar ve çiftçilerden;
südralar, zanaatkar ve işçilerden
Kast sisteminin dışında kalanlardan da paryalar
sınıfları oluşmuştur.
Hindistan’la ilgili ilk bilgiler Veda adı verilen metinlerde görülür. Ariler bölgeye geldiklerinde vedaları geliştirerek Brahmanizm’in ortaya çıkmasını sağlamışlardır. Hinduizm ve Brahmanizm’den başka Hindistan’da Taoizm, Konfüçyüsçülük, Maniheizm dinleri varlık göstermiştir.
Kast Sisteminin Özellikleri
Her kastın bir adı vardır. Kast üyeleri kendi adları ile birlikte bu adı da belirtirler.
Kast dışı sosyal ilişki kurmak yasaktır. Her üye kendi kastı içinde evlenir.
Bir Hindu kendi kastı dışındaki bir kast üyesi ile yemek yiyemez.
Her kastın kendine özgü törenleri vardır.
Brahmanların kastı bütün kastlar tarafından üstün kast olarak kabul edilir.
Kast kurallarına uymayanlara verilen en ağır ceza kasttan çıkarılmadır. Bu da toplumdan dışlanma anlamına gelir.
Kastlar arasında geçiş yoktur. Her üye doğduğu kast içinde yaşamını sürdürür. Meslekler babadan oğula geçer.
Kast sistemi ilk Çağ’da görülen en katı sosyal tabakalaşmadır.
Hindistan’dan başlayıp Akdeniz’e kadar devam eden Baharat yolunda ticaret faaliyetlerinde bulunmuşlardır.