Flasbulb Memory Nedir?

Cherry

Elmas Üye
Katılım
17 Tem 2023
Mesajlar
11,690
Çözümler
1
Tepki puanı
3,057
Puanları
113
Konum
ab inferno
Cinsiyet
Kadın
11 Eylül Saldırısını öğrendiğinizde ne yaptığınızı, kimlerle olduğunuzu ve neler hissettiğinizi hatırlıyor musunuz? Ya da 17 Ağustos depremini? Bu tür anılarımıza “Flashbulb memory” denir. Bunlar diğer anılarımıza nazaran çok daha canlı ve detaylı bir şekilde hatırlanmakla birlikte aslında sandığımız kadar doğru olmayabilirler.

flashbulb_anilari_nedir_01-min.jpg


“Flashbulb memory” terimi ilk kez 1977’de Roger Brown ve James Kulik tarafından kullanılmıştır. Ancak terimin adı konmadan çok önce de bilim insanları bu olguyu farkındaydı. Hatta 1899’da, psikolog F.W Colgrove, konu ile ilgili bir çalışma gerçekleştirmiştir. Çalışmaya katılan gönüllülere, 33 yıl önce Başkan Lincoln’ün öldürüldüğünü öğrendikleri ana dair anıları hakkında sorular sorulmuştur. Çalışmanın sonucunda duygusal olarak sarsıcı olaylara dair anıların çok daha canlı anılar olduğu anlaşılmıştır.

Terime adını veren Roger Brown’un ve James Kulik’in 1977’de gerçekleştirdikleri çalışmada ise gönüllülere Başkan Kennedy’nin suikastını öğrendikleri ana dair anıları sorulmuştur. Bu anıların çoğu, haberin kimden alındığı, o sırada ne yaptıkları, kimlerle birlikte oldukları ve o anda ne hissettikleri gibi aslında pek de önemli sayılmayacak detaylar içerdiği tespit edilmiştir.

Brown ve Kulik’in bu tür anılara “Flashbulb memory” adını verme sebebi, olaya dair anıların tıpkı fotoğraf makinesinin flaşının patlaması gibi “anlık” ve fotoğraf gibi “iyi korunmuş” olmalarıdır. Bununla birlikte araştırmacılar, bu anıların çok iyi korunmuş gibi görünmelerine rağmen aslına pek o kadar da iyi korunmadıklarını tespit etmişlerdir. Anılar canlı olmasına karşın pek çok detaydan yoksundur. Pek çok kişi o gün ne giydiğini ya da havanın nasıl olduğunu gibi detayları hatırlamaz. Fakat buna rağmen onlarca yıl geçse bile flashbulb anıları netliğinden hiçbir şey kaybetmez.

Sonuçta Brown ve Kulik, flashbulb anılarının daha iyi hatırlanma sebebinin bunu mümkün kılacak özel bir nöral mekanizmaya borçlu olduğumuz sonucuna varmıştır. Doğruluk konusuna gelince; birçok detayın eksikliğine karşın hatırlananların doğru olduğunu kabul etmek gerektiği kanısına varmışlardır. Çünkü onlarca yıl boyunca anının net bir şekilde hatırlanması iyi korunduğunu gösterdiği gibi hatırlananların doğru olup olmadığını anlamanın da bir yolu yoktur.

Doğruluk ve Tutarlılık​

Flashbulb anılarının doğruluğunu daha kapsamlı bir şekilde araştırmaya karar veren bilişsel psikolog Ulric Neisser, 1986 yılında Nicole Harsch ile birlikte uzun süreli bir çalışma planlamıştır. Lisans öğrencilerinin gönüllü olarak katıldığı çalışmada öğrencilere, Challenger Uzay Mekiğinin patlaması ile ilgili anıları sorulmuştur. Öğrencilerin yanıtları kaydedilmiştir. Aradan üç yıl geçtikten sonra aynı öğrencilere, aynı sorular yeniden sorulmuştur. Katılımcıların anıları canlılıklarından bir şey kaybetmemiş olmasına karşın öğrencilerin %40’ının anıları, üç yıl önceki anılarıyla tutarlı değildir. Hatta daha da ilginci katılımcıların %25’inin anıları tamamıyla farklıdır. Bu araştırma flashbulb anılarına güvenmememiz gerektiğini kanıtlamıştır.

11 Eylül 2001 saldırısını, flashbulb hatıraları ile ilgili çalışma fırsatı olarak değerlendiren Jennifer Talarico ve David Rubin ise hemen saldırının ertesi günü Duke Üniversitesi’nden 54 öğrenci ile görüşerek anılarını kaydetmiştir. Bununla birlikte öğrencilerin bir hafta önceki hafta sonu anılarını da kayıt altına alırlar. Aynı öğrencilere aynı sorular 6 hafta ve 32 hafta sonra yeniden sorulur. Sonuçta gündelik anılarla flashbulb anılarının kaybedilme oranının aynı olduğu anlaşılır. Fakat öğrencilerin gündelik anıları konusunda şüpheye düşüp, hatırladıklarının doğruluğundan emin olamamalarına karşın söz konusu olan flashbulb anıları olduğunda (unutma oranı aynı olduğu halde) hatırladıklarının doğruluğundan kuşku duymadıkları gözlemlenmiştir.

11 Eylül saldırısı üzerine flashbulb anıları hakkında yapılan bir başka çalışma ise bir grup araştırmacı (Tali Sharot, Elizabeth Martorella, Mauricio Delgado ve Elizabeth Phelps) tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu araştırmacıların mercek altına yatırdıkları konu gündelik anılarla flashbulb anıların beyinde yarattıkları nöral aktivite farkı olmuştur.

Saldırıdan üç yıl sonra gerçekleştirilen çalışmaya, saldırı sırasında New York’ta bulunan gönüllüler dahil edilir. Gönüllüler saldırı anından Dünya Ticaret Merkezine yakınlıkları bakımından ikiye ayrılır. Birinci grupta ilk elden saldırıya tanık olanlar yer alırken ikinci gruptaki gönüllüler saldırı anında Dünya Ticaret Merkezi’ne birkaç km uzaklıktadırlar.

İki grubun anıları arasında belirgin farklar vardır:

  • Yakın olan grubun anıları, uzun ve detaylıyken uzak olan grubun anıları daha çok gündelik anılara benzemektedir. Kısa ve daha az detaylı
  • Yakın olanların uzak olanlara kıyasla anıların detaylarının doğruluğu konusunda, kendilerinden daha emin oldukları gözlenmiştir.
Araştırmalar sırasında gönüllülerin beyin faaliyetleri de kaydedilir:

  • Saldırıya ilk elden tanık olan gönüllüler, flashbulb anılarını hatırladıklarında, duygusal tepkilerimizin sorumlusu olduğu kabul edilen beyindeki amigdala bölgesinin harekete geçtiği gözlemlenmiştir.
  • Gündelik anıların hatırlanmasında olduğu gibi saldırı anında Dünya Ticaret Merkezi’ne uzak olan katılımcıların saldırı anı ile ilgili anılarını hatırlamalarıysa amigdalada bir harekete yol açmaz.
Bu çalışma doğruluk konusunu ele almamıştır ancak ilk elden yaşanan deneyimlere dair flashbulb anıların diğer anılardan farklı sinirsel mekanizmalarla kaydedildiğini kanıtlamıştır.
 
Üst Alt