Türk Şamanizmi
Türk şamanizmi başta deist bir edayla Kayra Han, ondan sonra iyilik Tanrısı Ülgen ve Kötülüğün Efendisi Erlik gibi tanrıların yanı sıra birçok tanrı ve tanrıça ile onlara hizmet eden ruhlara yer verdi. Bu düşünceler yüzyıllarca dış etkilere mağruz kalmış Türk toplumlarından yapılan derlemeler sonucu karşımıza çıkmaktadır ve karşılaştırılmalı mitoloji ve antropoloji verilerini göz önünde bulundurularak Natürizm, Animizm ve Şamanizm sırasını izlemiştir.
Kayra Han
Evrenin mutlak hakimi ve yaratıcısıydı ancak aydınlık ile karanlık taraflar arasında tarafsızdı ve iki tarafı da benliğinde barındırıyordu. Evreni kendi hakimiyetinde bulundursa da dünyayı ve insanlığı Ülgen ve Erlik’in mücadelesine bırakmıştır. Kayra Han yeryüzüne dokuz dalı olan bir ağaç diker ve on yedi kat göğü yaratarak on yedinci kata yerleşir.
Dünyaya ve insanlığa hükmetmesi için on altınca kata Ülgen’i yeraltında yarattığı aleme hükmetmesi için Erlik’i yerleştirir. Böylece karanlık ile aydınlığın göğün ile yeraltının, dirinin ve ölünün mücadelesi başlamış olur.
Ülgen ve Erlik
Türk mitolojisine göre kötü duygular besleyen ve hayatını da bu yönde harcayan kişilerin gideceği yer açıkça Erlik’in yanıdır. Çünkü Erlik diğer bir çok yeraltı ve ölüm tanrısı gibi hırs, aç gözlülük, kıskançlık gibi fena duyguları sembolize eder ve insanları kandırarak kendine benzeyenleri yine kendine köle eder. Ülgen ise onun temsil ettiği özelliklerin tam karşısında yer alır ve iyiliği, merhameti, cömertliği ve verimliliği temsil eder.
Tanrı olarak Ülgen ve Erlik Nasıl Tasvir edilirdi?
Erlik; kötülüğü, hırsı, açgözlülüğü ve her türlüğü fenalığı semzbolize eder. Erlik kendi yaratılışı gereğince, kötü şeyleri seçer ve kötü işler yapmayı tercih eder. İyi şeylerin temeline ve köküne muhaliftir, kendiliğinden onlara karşı çıkar, düzen sulh istemez. Kara,parlak ve kıvırcık saçları omuzlarından beline kadar sarkacak derecede uzundur. Çatallı uzun keçisakalı dizlerine kadar uzanır ve yine sarkık uzun bıyığını kulaklarına asmıştır. Gözleri arasındaki mesafe 6 metredir, göz kapakları bir karıştır. Gözleri ve kaşları kömür gibi karadır. Köpek dişleri dudağından dışarı sarkar
Ülgen; Türk mitolojisinin tektanrıcılıktan çoktanrıcılığa doğru gittiği görüşüne göre Ülgen, Kayra Han’ın iyi ve merhametli yönünü yansıtmaktadır. Kayra Han giderek daha belirsiz olmuş veya Ülgen ile özdeşleşmiştir. İnsanlara yardım etmek, onların rahat yaşamasını sağlamak Ülgen’in başlıca görevidir. Görünüş olarak genelde insan görüntüsüyle tasvir edilir, fakat beyaz-boz kurt, kartal, kaz, kuğu ve alageyik olarak dönüşüm geçirebildiği de bilinir. Yaratılış destanında suların üzerinde uçan bir kaz olarak, Şamanlara dünyada görünürken bozkurt şeklinde görülür. Uzun boylu, uzun saçlı ve geniş gövdelidir. Sakalı öylesine uzundur ki bazen sakalı ayağına takılıp Ülgen’i sendeletebilmektedir. Göksel kahraman olduğundan mavi giydiği, geleneksel kalpak veya külah taktığı düşünülür.
Ülgen’in Yükseliş ve Erlik’in Çöküşü
Ülgen’in Erlik’ten her açıdan üstün olması, Ülgen’in onu istediği zaman cezalandırması ve hiçbir zaman kötülüğün üstün gelmemesi Türk mitolojisinde tektanrılı bir eğilim olarak kabul edilir. Destanın ilk şekillerinde Erlik tıpkı Ülgen gibi bir tanrıdır ve onun kadar olmasada büyük bir kudrete sahiptir. Ancak Türk şamanizmi’nde iyiliğin her zaman baskın olduğu, iyi tanrıların kötü tanrıları aşağıladığı, iyi tanrıların mutlak güç, kötü tanrıların yanlızca bir ruh pozisyonuna düşürüldüğü bir inanç sistemi geliştirilmiştir. İyinin ve kötünün eşit güçte olması Türk mitolojisinde asla görülmez.
Veselovski’nin derlemesinde ise Erlik tamamen insanlığa bürünür hatta ”kişioğlu” diye anılır. Tüm bunlar eskiden bir tanrı olan Erlik’in şeytan gibi metafizik varlıktan daha da aşağı olan insan kadar basitleşmesi anlamına gelmektedir. Çünkü tek tanrıcı dinlerin prensipleri başka bir tanrıya yer vermek yerine, şeytan ve insanı özdeşleşmiştir veya şeytanı isyankar bir meleğe, yani bildiğimiz şeytana dönüştürmüştür.
Hristiyanlığın Roma’da yayılmasıyla beraber eski dinin muhteşem ve kudretli tanrısı, yeni dinin şeytanı haline geldi. Erlik de Türk mitolojsinin tek tanrılaşma sürecinde aynı kaderi yaşadı. Ünglen’in yolculuğu da yine tektanrıcılık prensipleri ile aynı yollarda gelişmiştir. Mutlak güce sahip Kayra Han ve mutlak iyiyi isteyen Ülgen; mutlak iyi olan her şeyin yaratıcısı tek bir tanrı bünyesinde birleşerek tek tanrı pozisyonuna yükselecek ve Kök Tengri olacaktır.
Tengri- Tengricilik
Tengricilik ya da Gök Tanrı inancı, Türk ve Moğol halklarında, şimdiki inanç sistemlerine katılmadan önceki yaygın inancıdır. Tengri, bugünkü Türkçedeki Tanrı kelimesinin eski söyleniş şeklidir.
Türk şamanizmi başta deist bir edayla Kayra Han, ondan sonra iyilik Tanrısı Ülgen ve Kötülüğün Efendisi Erlik gibi tanrıların yanı sıra birçok tanrı ve tanrıça ile onlara hizmet eden ruhlara yer verdi. Bu düşünceler yüzyıllarca dış etkilere mağruz kalmış Türk toplumlarından yapılan derlemeler sonucu karşımıza çıkmaktadır ve karşılaştırılmalı mitoloji ve antropoloji verilerini göz önünde bulundurularak Natürizm, Animizm ve Şamanizm sırasını izlemiştir.
Kayra Han
Evrenin mutlak hakimi ve yaratıcısıydı ancak aydınlık ile karanlık taraflar arasında tarafsızdı ve iki tarafı da benliğinde barındırıyordu. Evreni kendi hakimiyetinde bulundursa da dünyayı ve insanlığı Ülgen ve Erlik’in mücadelesine bırakmıştır. Kayra Han yeryüzüne dokuz dalı olan bir ağaç diker ve on yedi kat göğü yaratarak on yedinci kata yerleşir.
Dünyaya ve insanlığa hükmetmesi için on altınca kata Ülgen’i yeraltında yarattığı aleme hükmetmesi için Erlik’i yerleştirir. Böylece karanlık ile aydınlığın göğün ile yeraltının, dirinin ve ölünün mücadelesi başlamış olur.
Ülgen ve Erlik
Türk mitolojisine göre kötü duygular besleyen ve hayatını da bu yönde harcayan kişilerin gideceği yer açıkça Erlik’in yanıdır. Çünkü Erlik diğer bir çok yeraltı ve ölüm tanrısı gibi hırs, aç gözlülük, kıskançlık gibi fena duyguları sembolize eder ve insanları kandırarak kendine benzeyenleri yine kendine köle eder. Ülgen ise onun temsil ettiği özelliklerin tam karşısında yer alır ve iyiliği, merhameti, cömertliği ve verimliliği temsil eder.
Tanrı olarak Ülgen ve Erlik Nasıl Tasvir edilirdi?
Erlik; kötülüğü, hırsı, açgözlülüğü ve her türlüğü fenalığı semzbolize eder. Erlik kendi yaratılışı gereğince, kötü şeyleri seçer ve kötü işler yapmayı tercih eder. İyi şeylerin temeline ve köküne muhaliftir, kendiliğinden onlara karşı çıkar, düzen sulh istemez. Kara,parlak ve kıvırcık saçları omuzlarından beline kadar sarkacak derecede uzundur. Çatallı uzun keçisakalı dizlerine kadar uzanır ve yine sarkık uzun bıyığını kulaklarına asmıştır. Gözleri arasındaki mesafe 6 metredir, göz kapakları bir karıştır. Gözleri ve kaşları kömür gibi karadır. Köpek dişleri dudağından dışarı sarkar
Ülgen; Türk mitolojisinin tektanrıcılıktan çoktanrıcılığa doğru gittiği görüşüne göre Ülgen, Kayra Han’ın iyi ve merhametli yönünü yansıtmaktadır. Kayra Han giderek daha belirsiz olmuş veya Ülgen ile özdeşleşmiştir. İnsanlara yardım etmek, onların rahat yaşamasını sağlamak Ülgen’in başlıca görevidir. Görünüş olarak genelde insan görüntüsüyle tasvir edilir, fakat beyaz-boz kurt, kartal, kaz, kuğu ve alageyik olarak dönüşüm geçirebildiği de bilinir. Yaratılış destanında suların üzerinde uçan bir kaz olarak, Şamanlara dünyada görünürken bozkurt şeklinde görülür. Uzun boylu, uzun saçlı ve geniş gövdelidir. Sakalı öylesine uzundur ki bazen sakalı ayağına takılıp Ülgen’i sendeletebilmektedir. Göksel kahraman olduğundan mavi giydiği, geleneksel kalpak veya külah taktığı düşünülür.
Ülgen’in Yükseliş ve Erlik’in Çöküşü
Ülgen’in Erlik’ten her açıdan üstün olması, Ülgen’in onu istediği zaman cezalandırması ve hiçbir zaman kötülüğün üstün gelmemesi Türk mitolojisinde tektanrılı bir eğilim olarak kabul edilir. Destanın ilk şekillerinde Erlik tıpkı Ülgen gibi bir tanrıdır ve onun kadar olmasada büyük bir kudrete sahiptir. Ancak Türk şamanizmi’nde iyiliğin her zaman baskın olduğu, iyi tanrıların kötü tanrıları aşağıladığı, iyi tanrıların mutlak güç, kötü tanrıların yanlızca bir ruh pozisyonuna düşürüldüğü bir inanç sistemi geliştirilmiştir. İyinin ve kötünün eşit güçte olması Türk mitolojisinde asla görülmez.
Veselovski’nin derlemesinde ise Erlik tamamen insanlığa bürünür hatta ”kişioğlu” diye anılır. Tüm bunlar eskiden bir tanrı olan Erlik’in şeytan gibi metafizik varlıktan daha da aşağı olan insan kadar basitleşmesi anlamına gelmektedir. Çünkü tek tanrıcı dinlerin prensipleri başka bir tanrıya yer vermek yerine, şeytan ve insanı özdeşleşmiştir veya şeytanı isyankar bir meleğe, yani bildiğimiz şeytana dönüştürmüştür.
Hristiyanlığın Roma’da yayılmasıyla beraber eski dinin muhteşem ve kudretli tanrısı, yeni dinin şeytanı haline geldi. Erlik de Türk mitolojsinin tek tanrılaşma sürecinde aynı kaderi yaşadı. Ünglen’in yolculuğu da yine tektanrıcılık prensipleri ile aynı yollarda gelişmiştir. Mutlak güce sahip Kayra Han ve mutlak iyiyi isteyen Ülgen; mutlak iyi olan her şeyin yaratıcısı tek bir tanrı bünyesinde birleşerek tek tanrı pozisyonuna yükselecek ve Kök Tengri olacaktır.
Tengri- Tengricilik
Tengricilik ya da Gök Tanrı inancı, Türk ve Moğol halklarında, şimdiki inanç sistemlerine katılmadan önceki yaygın inancıdır. Tengri, bugünkü Türkçedeki Tanrı kelimesinin eski söyleniş şeklidir.