- Katılım
- 17 Tem 2023
- Mesajlar
- 11,643
- Çözümler
- 1
- Tepki puanı
- 3,033
- Puanları
- 113
- Konum
- ab inferno
- Cinsiyet
- Kadın
Üzerinde yaşadığımız yerküreyi pek çok canlı ile paylaşıyoruz. Bitkiler, hayvanlar, mantarlar, bakteriler... Peki şimdiye kadar kaç çeşit hayvan türü var oldu ve kaçını biliyoruz?
Sekiz milyar insanın bulunduğu dünyada, geçmişten günümüze kadar pek çok canlı türü var oldu. Bitkilerden tutun da bakterilere kadar belki sayısız canlı türü ile aynı gezegende yaşamımızı sürdürdük ve sürdürmeye de devam ediyoruz.
Kutuplardan basık ve ekvatordan şişkin gezegenimizde kimlerle beraber yaşadığımızı merak etmek en doğal hakkımız. Bu içeriğimizde şimdiye kadar kaç hayvan türünün var olduğunu ele alacağız.
4,6 milyar yıl önce Güneş'in etrafı toz ve kayalarla çevriliydi. Bu büyük toz ve kaya parçaları, birbirleriyle çarpışmaya başlayarak birleşiyor ve daha da büyüyordu. Ardından büyük bir lav topunu andıran bir şekle büründü.
Sonraki süreçte, bu lav topunu andıran şekle meteorlar çarpıyor ve beraberinde bir miktar su getiriyorlardı. Volkanik dağlar, oksijenin oluşumu, Rodinya kıtası ve Ozon tabakasının oluşumu derken tam 375 milyon yıl önce yeryüzünde yaşam başlıyor. Dünya'nın oluşumunu daha ayrıntılı bir şekilde anlattığımız içeriğimiz hemen şurada:
İlk başta yosunlu bitkilerin oluşmasıyla birlikte su hayatından kara hayatına geçen omurgalı canlılar kendilerini gösterdi.
Canlıların var oluşunu daha iyi inceleyebilmek ve net veriler elde edebilmek için önce DNA'yı ele almamız gerekiyor. James Watson ve Francis Crick isimli iki bilim insanı, DNA'nın yapısını keşfettikten sonra insanlarda kabaca 3 milyar baz çiftinden oluşan 1 DNA molekülünün olduğunu öğreniyoruz. İnsanlarda bulunan DNA'da yaklaşık olarak 3 milyar harflik bilgi kodlanmış durumda ve bunlardan sadece belirli bir miktarın tam olarak çalıştığı biliniyor.
Bu DNA keşfinden sonra hayvan türlerini ele almak, nispeten daha kolay bir hâl alıyor. Son birkaç yılda yeni balina, maymun ve geyik türleri gibi yeni türler literatüre geçmeye devam etse de yeni hayvan türlerinin keşfedilmesi ve bunlara isim verilmesi hâlen devam ediyor.
IUCN Red List'e göre (Uluslararası Doğayı Koruma Birliği) 2022 yılı itibarıyla yaklaşık olarak 2,16 milyon hayvan türü, resmî kayıtlara geçti. Science dergisinde yayımlanan bir makaleye göre ise, kayıtlara geçen hayvan türlerinin yaklaşık %20'sinin farklı bilim insanları tarafından belgelendiği söyleniyor. Böylelikle bilinen mevcut hayvan türü sayısı bir miktar azalıyor. Makaleye şuradan ulaşabilirsiniz.
Bu belgelerin doğru olduğunu varsayarsak bilinen hayvan türlerinin sayısı, yaklaşık 1,7 milyona iniyor. Tabii bu veriler mutlak değil, çünkü her yıl yaklaşık 14.000 ila 18.000 arasında değişen yeni hayvan türleri belgelendiriliyor. Bu da buzdağının sadece görünen yüzünü ele aldığımızı gösteriyor.
Hawaii Üniversitesinde biyocoğrafyacı olan Camilo Mora ve meslektaşları, hücrelerinde tek bir çekirdek bulunan, yani ökaryot canlıların yaklaşık sayılarını içeren bir makale yayımladılar. Bu makaleye göre canlıların toplam sayısı 8,7 milyon civarındaydı ve neredeyse yarısını böcekler oluşturuyordu.
Fakat bu bilgiler pek de yeterli görünmüyor. Çünkü elde edilen veriler ve tahmin edilen hayvan türü sayısı pek de örtüşmüyor. Bu yüzden kayıtlara geçen fosillere bakarak daha geniş çapta veriler elde etmek gerekiyor.
Oluşan bu organizmalar çok basit hücrelerdi. Çok hücreli yaşamın ortaya çıkması için aradan 1,4 milyar yıl geçti ve yaklaşık olarak 800 milyon yıl önce hayvanlar evrimleşmeye başladı. Bu ilk hayvanların çok az bir kısmı korunabildi.
Çünkü yumuşak gövdeli türlerin korunması pek de mümkün değildi, bu türlerin fosilleşmesi için özel koşullar gerekiyor. Tıpkı bitkilerin toprağın altında bekleyerek petrol hâline gelmesi gibi.
Şimdi canlı türlerinin istikrarlı bir şekilde çoğaldığını varsayalım ve hâlihazırda mevcut hayvan türü sayısının üzerinden bir hesap yapalım.
Örneğin şu an Dünya'da 3,85 milyon böcek türü varsa; bu, geçmişte 385 milyon böcek türüne denk gelir. Bu da 3,85 x 10^27 böcek demektir. İşin içine diğer omurgasızlar, omurgalılar ve eklembacaklıları da dahil ettiğimizde yaklaşık olarak 4,5 x 10^27 hayvanın bulunduğu söylenebilir.
Milyarlarca yıldır var olan ve varlıklarını sürdürmeye devam eden hayvan türlerini öğrenmek, biyolojik çeşitliliği ve bu çeşitliliğin nasıl şekil aldığını öğrenmemiz açısından önem arz ediyor.
İklim değişikliği, çevre kirliliği, küresel ısınma ve daha pek çok global problemlerin arka planında nelerin olduğunu ve hatta nelerin yaşanabileceğini öngörmek gerekiyor.
Sekiz milyar insanın bulunduğu dünyada, geçmişten günümüze kadar pek çok canlı türü var oldu. Bitkilerden tutun da bakterilere kadar belki sayısız canlı türü ile aynı gezegende yaşamımızı sürdürdük ve sürdürmeye de devam ediyoruz.
Kutuplardan basık ve ekvatordan şişkin gezegenimizde kimlerle beraber yaşadığımızı merak etmek en doğal hakkımız. Bu içeriğimizde şimdiye kadar kaç hayvan türünün var olduğunu ele alacağız.
Dünya, Güneş'e en yakın üçüncü gezegen.
4,6 milyar yıl önce Güneş'in etrafı toz ve kayalarla çevriliydi. Bu büyük toz ve kaya parçaları, birbirleriyle çarpışmaya başlayarak birleşiyor ve daha da büyüyordu. Ardından büyük bir lav topunu andıran bir şekle büründü.
Sonraki süreçte, bu lav topunu andıran şekle meteorlar çarpıyor ve beraberinde bir miktar su getiriyorlardı. Volkanik dağlar, oksijenin oluşumu, Rodinya kıtası ve Ozon tabakasının oluşumu derken tam 375 milyon yıl önce yeryüzünde yaşam başlıyor. Dünya'nın oluşumunu daha ayrıntılı bir şekilde anlattığımız içeriğimiz hemen şurada:
İlk başta yosunlu bitkilerin oluşmasıyla birlikte su hayatından kara hayatına geçen omurgalı canlılar kendilerini gösterdi.
Bilim insanlarının DNA'mızı çözümlemeye başlamasıyla canlı türleri hakkında daha fazla bilgi sahibi olmaya başlıyoruz.
Canlıların var oluşunu daha iyi inceleyebilmek ve net veriler elde edebilmek için önce DNA'yı ele almamız gerekiyor. James Watson ve Francis Crick isimli iki bilim insanı, DNA'nın yapısını keşfettikten sonra insanlarda kabaca 3 milyar baz çiftinden oluşan 1 DNA molekülünün olduğunu öğreniyoruz. İnsanlarda bulunan DNA'da yaklaşık olarak 3 milyar harflik bilgi kodlanmış durumda ve bunlardan sadece belirli bir miktarın tam olarak çalıştığı biliniyor.
Bu DNA keşfinden sonra hayvan türlerini ele almak, nispeten daha kolay bir hâl alıyor. Son birkaç yılda yeni balina, maymun ve geyik türleri gibi yeni türler literatüre geçmeye devam etse de yeni hayvan türlerinin keşfedilmesi ve bunlara isim verilmesi hâlen devam ediyor.
Şimdi esas soruya gelelim. O dönemden bu yana kaç hayvan türü meydana geldi?
IUCN Red List'e göre (Uluslararası Doğayı Koruma Birliği) 2022 yılı itibarıyla yaklaşık olarak 2,16 milyon hayvan türü, resmî kayıtlara geçti. Science dergisinde yayımlanan bir makaleye göre ise, kayıtlara geçen hayvan türlerinin yaklaşık %20'sinin farklı bilim insanları tarafından belgelendiği söyleniyor. Böylelikle bilinen mevcut hayvan türü sayısı bir miktar azalıyor. Makaleye şuradan ulaşabilirsiniz.
Bu belgelerin doğru olduğunu varsayarsak bilinen hayvan türlerinin sayısı, yaklaşık 1,7 milyona iniyor. Tabii bu veriler mutlak değil, çünkü her yıl yaklaşık 14.000 ila 18.000 arasında değişen yeni hayvan türleri belgelendiriliyor. Bu da buzdağının sadece görünen yüzünü ele aldığımızı gösteriyor.
Elde edilen bir başka veride ise hayvan türlerinin yarısını böcekler oluşturuyor!
Hawaii Üniversitesinde biyocoğrafyacı olan Camilo Mora ve meslektaşları, hücrelerinde tek bir çekirdek bulunan, yani ökaryot canlıların yaklaşık sayılarını içeren bir makale yayımladılar. Bu makaleye göre canlıların toplam sayısı 8,7 milyon civarındaydı ve neredeyse yarısını böcekler oluşturuyordu.
Fakat bu bilgiler pek de yeterli görünmüyor. Çünkü elde edilen veriler ve tahmin edilen hayvan türü sayısı pek de örtüşmüyor. Bu yüzden kayıtlara geçen fosillere bakarak daha geniş çapta veriler elde etmek gerekiyor.
4,6 milyar yıl önce Dünya'nın oluşumundan uzun bir süre sonra organizmalar oluşuyor.
Oluşan bu organizmalar çok basit hücrelerdi. Çok hücreli yaşamın ortaya çıkması için aradan 1,4 milyar yıl geçti ve yaklaşık olarak 800 milyon yıl önce hayvanlar evrimleşmeye başladı. Bu ilk hayvanların çok az bir kısmı korunabildi.
Çünkü yumuşak gövdeli türlerin korunması pek de mümkün değildi, bu türlerin fosilleşmesi için özel koşullar gerekiyor. Tıpkı bitkilerin toprağın altında bekleyerek petrol hâline gelmesi gibi.
Bu noktaya kadar pek çok bilgiyi ele aldık ve daha net bir sonuca yaklaşmak üzereyiz. Şimdi gelin bir hesap yapalım.
Gezegenimiz yaklaşık 8 milyar insan barındırıyor. Bu 8 milyar insan yaklaşık 130 milyon memeli, 428 milyar kuş, 3,5 trilyon balık ve 10 kentilyon böcek ile aynı doğayı paylaşıyor.Şimdi canlı türlerinin istikrarlı bir şekilde çoğaldığını varsayalım ve hâlihazırda mevcut hayvan türü sayısının üzerinden bir hesap yapalım.
Örneğin şu an Dünya'da 3,85 milyon böcek türü varsa; bu, geçmişte 385 milyon böcek türüne denk gelir. Bu da 3,85 x 10^27 böcek demektir. İşin içine diğer omurgasızlar, omurgalılar ve eklembacaklıları da dahil ettiğimizde yaklaşık olarak 4,5 x 10^27 hayvanın bulunduğu söylenebilir.
Hesap kitap yaptık da neden şimdiye kadar var olan hayvan türü sayısını elde etmek için bu kadar zahmete girdik?
Milyarlarca yıldır var olan ve varlıklarını sürdürmeye devam eden hayvan türlerini öğrenmek, biyolojik çeşitliliği ve bu çeşitliliğin nasıl şekil aldığını öğrenmemiz açısından önem arz ediyor.
İklim değişikliği, çevre kirliliği, küresel ısınma ve daha pek çok global problemlerin arka planında nelerin olduğunu ve hatta nelerin yaşanabileceğini öngörmek gerekiyor.