Mahalle mekteplerinde başladığı öğrenimine Darüşşafaka’da devam etti (1876-1883), burayı birincilikle bitirince (1883) Posta ve Telgraf Nezareti Fen Kalemi’ne memur oldu, ilk yazılarını Ahmet Mithat Efendi’nin Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yayımladı, sonra çeşitli gazetelerde çalıştı. İstanbul milletvekili oldu (1927-1932), Heybeliada Mezarlığı’na gömüldü.
Edebi Kişiliği
Şiir ve hikâyeler, okul kitapları, tarih ve bilim konularında türlü eserler yazan, çeviriler de yapan Ahmet Rasim’in asıl değeri, renkli, canlı bir anlatımla çocukluk, ilk-orta öğrenim ve basın hayatını, İstanbul’un gündelik yaşayışını yansıtan fıkra, makale ve anılarında görülür.
O, hayatını kalemi ile kazanan çok yönlü yazarlarımızdandır. Yazılarında halk diliyle gelenek ve görenekleri işler. Kısa ve canlı bir cümle yapısı vardır.
Kısaca özetleyecek olursak;
Fıkra türünün edebiyatımızdaki ilk önemli ustasıdır.
Roman, öykü, tarih, coğrafya, gezi, fıkra, anı, dilbilgisi gibi pek çok alanda eserler vermiştir.
Anı, fıkra ve makalelerinde başarılıdır. Sohbet ve fıkra türündeki yazılarında şehir yaşamını, kendi döneminin yaşantısını bütün ayrıntılarıyla anlatmıştır.
Hüseyin Rahmi’nin romanlarında yaptığı yaşamı anlatma işini Ahmet Rasim, fıkra ve anılarıyla
başarmıştır.
Hüseyin Rahmi Gürpınar ile “Boşboğaz” isimli bir mizah dergisi çıkarmıştır.
Konuşma dilini ve İstanbul
Türkçesini bütün incelikleriyle ustaca kullanmıştır. Kısa cümleli, yalın ve açık bir üslup kullanmıştır.
En önemli özelliği sohbet içinde yazması ve okuru daha ilk cümleden itibaren sarıp sarmalamasıdır.
Yaşama hep iyimser bakmış, en acı olayları bile gülümseyerek mizahi bir üslupla anlatmıştır.
Başarılı bir gözlemcidir.
Gözlemlerini bir ressam gibi tasvir etmiştir.
Cep romanları adıyla yayımlanan birçok romanı vardır. Romanları teknik açıdan pek başarılı değildir.
Aynı zamanda altmış kadar bestesi vardır. Zekai Dede’den müzik dersleri almıştır.
Edebiyattaki Batılılaşmaya karşı çıkmış, Servet-i Fününcuları eleştirmiştir.
Hiçbir edebi topluluğa katılmamış, sanat yaşamını bağımsız olarak devam ettirmiştir.
“Şehir Mektupları”nda II. Abdülhamit Döneminin İstanbul’unu büyük bir gözlem yeteneği ile sade ve kıvrak bir üslupla anlatmıştır.
Eserleri
Fıkra: Eşkâl-i Zaman, Muharrir Bu Ya, Şehir Mektupları, Gülüp Ağladıklarım, Cidd ü Mizah
Anı: Falaka, Gecelerim, Fuhş-i Atik, Muharrir-Şair-Edip
Gezi: Romanya Mektupları
Monografi: İlk Büyük Muharrirlerden Şinasi
Tarih: Resimli ve Haritalı Osmanlı Tarihi
Öykü: Güzel Eleni, Meyl-i Dil, Ülfet, İki Günahkâr
Roman: İlk Sevgi, Askeroğlu, Tecrübesiz Aşk
Sohbet: Ramazan Sohbetleri
Edebi Kişiliği
Şiir ve hikâyeler, okul kitapları, tarih ve bilim konularında türlü eserler yazan, çeviriler de yapan Ahmet Rasim’in asıl değeri, renkli, canlı bir anlatımla çocukluk, ilk-orta öğrenim ve basın hayatını, İstanbul’un gündelik yaşayışını yansıtan fıkra, makale ve anılarında görülür.
O, hayatını kalemi ile kazanan çok yönlü yazarlarımızdandır. Yazılarında halk diliyle gelenek ve görenekleri işler. Kısa ve canlı bir cümle yapısı vardır.
Kısaca özetleyecek olursak;
Fıkra türünün edebiyatımızdaki ilk önemli ustasıdır.
Roman, öykü, tarih, coğrafya, gezi, fıkra, anı, dilbilgisi gibi pek çok alanda eserler vermiştir.
Anı, fıkra ve makalelerinde başarılıdır. Sohbet ve fıkra türündeki yazılarında şehir yaşamını, kendi döneminin yaşantısını bütün ayrıntılarıyla anlatmıştır.
Hüseyin Rahmi’nin romanlarında yaptığı yaşamı anlatma işini Ahmet Rasim, fıkra ve anılarıyla
başarmıştır.
Hüseyin Rahmi Gürpınar ile “Boşboğaz” isimli bir mizah dergisi çıkarmıştır.
Konuşma dilini ve İstanbul
Türkçesini bütün incelikleriyle ustaca kullanmıştır. Kısa cümleli, yalın ve açık bir üslup kullanmıştır.
En önemli özelliği sohbet içinde yazması ve okuru daha ilk cümleden itibaren sarıp sarmalamasıdır.
Yaşama hep iyimser bakmış, en acı olayları bile gülümseyerek mizahi bir üslupla anlatmıştır.
Başarılı bir gözlemcidir.
Gözlemlerini bir ressam gibi tasvir etmiştir.
Cep romanları adıyla yayımlanan birçok romanı vardır. Romanları teknik açıdan pek başarılı değildir.
Aynı zamanda altmış kadar bestesi vardır. Zekai Dede’den müzik dersleri almıştır.
Edebiyattaki Batılılaşmaya karşı çıkmış, Servet-i Fününcuları eleştirmiştir.
Hiçbir edebi topluluğa katılmamış, sanat yaşamını bağımsız olarak devam ettirmiştir.
“Şehir Mektupları”nda II. Abdülhamit Döneminin İstanbul’unu büyük bir gözlem yeteneği ile sade ve kıvrak bir üslupla anlatmıştır.
Eserleri
Fıkra: Eşkâl-i Zaman, Muharrir Bu Ya, Şehir Mektupları, Gülüp Ağladıklarım, Cidd ü Mizah
Anı: Falaka, Gecelerim, Fuhş-i Atik, Muharrir-Şair-Edip
Gezi: Romanya Mektupları
Monografi: İlk Büyük Muharrirlerden Şinasi
Tarih: Resimli ve Haritalı Osmanlı Tarihi
Öykü: Güzel Eleni, Meyl-i Dil, Ülfet, İki Günahkâr
Roman: İlk Sevgi, Askeroğlu, Tecrübesiz Aşk
Sohbet: Ramazan Sohbetleri