Eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Bir zamanlar, büyük ve güçlü bir ülkeyi yöneten kralın 4 eşi varmış.
Kral en çok dördüncü eşini severmiş, bir dediğini iki etmez, her şeyin en iyisini, en güzelini ona verirmiş.
Kral üçüncü eşini de çok severmiş. Bu güzelliğin bir gün kendisini terk edeceğinden korktuğundan onu çok kıskanır...
Bir gün sormuşlar ermişlerden birine:
– Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?
– Bakın göstereyim, demiş, ermiş.
Önce sevgiyi dilden gönlüne indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak...
Bir gece, kadının biri havaalanında bekliyordu. Uçağının kalkmasına daha epeyce zaman vardı. Havaalanındaki dükkandan bir kitap ve bir paket kurabiye alıp kendisine oturacak bir yer buldu. Kendisini kitabına kaptırmış olmasına rağmen, yanında oturan adamın olabildiğince cüretkar bir şekilde...
Günün birinde evlilik çağına gelmiş bir delikanlı herkes gibi onunda evlilik isteği vardı. Bu konuyu ailesine açmak istediğinde babası delikanlıya şöyle bir konuşma yaptı:
“Oğlum elbette ki sende evlenebilirsin. Eğer bana kendi alın terinle çalışıp kazandığın bir altın getirirse, seni hemen...
Bu site, içeriği kişiselleştirmek, deneyiminize uyarlamak ve kayıt olmanız durumunda giriş yapmanızı sağlamak için yasal düzenlemelere uygun çerezler (cookies) kullanır.
Bu siteyi kullanmaya devam ederek, çerez kullanımına izin veriyorsunuz.